Araştırmacı-Gazeteci Cevdet Baycan'nın 17 Agustos 2015 tarihinde Iğdır'da yapılması düşünülen ancak ileri bir tarihe ertelenen 2. Uluslararası Iğdır Sempozyumunda sunacağı bildiri.
Xanîlog H.Mem'in öncülük ettiği ve 4 yıl süren çalışmalarda Şefik Beyaz, Zana Farqînî, Miraz Ronî ve agirî Dr.Cemşit Bender hocaların emeği olan Mem û Zin adlı şaheserde adı geçen makamları tasarlanan sahnelere uygun olarak ve büyük bir ustalıkla beteleyen değerli kompizütör ve müzisyen sayın Behrûz Rezaî; Bestelerin ruhuna uygun olarak yapılmasını sağlayan sayın Prof, Dr, Hessen Şetevî; bu projenin olgulaşmasına katkı sunan sayın Veysi Varlı, Nijad Yaruk, Nail Yurtsever ayrıca bu projeye manevi destek veren ve ilerde ona sahip çıkacağı umulan Kom Müzikten Zübeyir Perihan ve Köroğlu Karaaslan'ın oluşturdukları diriliş destanı Memû Zin'de on makam belgesi olan Kürt Saray Müziği konusunda Xanî'nin düşüncelerini sunalım.
Konuyu anlamak için özelikle on sayısını Ehmedê Xanî için önemine değinmekte yarar vardır. On sayısı Xanî'nin telmih yoluyla bilimsel ve dinsel kimliğini ifade eder.
Mem û Zin eseri başlangıçtan sonuca kadar on hece ile yazılmıştır. Yani aruz vezni kullanılmıştır.
Eserde demokratik ulus yapısı ön görülerek,Mem û Zin eserinde aktör ve aktris sayısı on'dur. Bu aktörlere her birine ayrı ayrı telmihle sıfat verilmiştir. Örneğin Tacdin otorite sıfatını taşır, Zin özgürlük sıfatını taşır, Siti adalet ve hukuk sıfatını taşır, Mem halk ve demokrasi sıfatını taşır.Vs.Aktörlerin her biri tasarlanan demokratik ulus devletinin bir unsurunu oluşturur.
Xanî H.Z. Musa'nın on emir'ini kendine düstur edilmiştir.
On makam Mem û Zin eserinde hukuk ve otorite sıfatı Siti ile Tacdin'in düğün merasiminde geçer.
Şimdi konuya girelim :
Da zen nebirinku em xemûş in
Em beste dehan û pır xuroş in
Kenca me dı dil guber tiji ne
Her çendi e'yan xezeffiroşin
(sanmasınlar biz uykudayız
Onlar bestesiyle çokça coşanız
Gönül hazinemiz cevberlerle dolu olanız
Görünüşte çanak çömlek satanız)
Bu iki beyit, mahkemeye giderken Xani'nin yazdığı bir şiirden alıntıdır.bu şiirde bahsi geçen on beste bu çalışmamızın amacıdır.on müzik makamı filozof Xani'nin tevrat'taki 'on emir' gibi Mem û Zin'in kutsanıp kıblagah gibi amaç düşünce olarak kabul edilmesi, tasarısının ürünüdür. Mem û Zin'de belirtilen on makam : Geveşt, Şehnaz, Neva, Uşşak, Evc, Iraki, Rst, Revahi, Zenguli ve Hüseyini'dir.
On makamın eserde kullanıldığı safhalar bir tasarım gereğidir. Mem û Zin adlı şaheserde imparatorluk ve krallık benzeri siyasi otoritesi olmayan Kürtler gibi halkların kuruluşu tekniği amaçlanmıştır. Hedef, halkların hukukun üstünlüğüne dayalı bir iradeye, özgürlüğe, maddi ve manevi refaha kavuşmasıdır. Xanî, sti tecdin evlilik düğününün sonrasında diyor ki:
O hafta bütünüyle gerdek oldu gerdek
Durumlarında haberli olmadı tek fert tek
Sekizinci günün seher vaktinde aniden
Rıdvan yürüyüp çıktı cennetin içinden
Memo hala öylece kapının önündeydi
Ve başı da onun, hep taşın üstündeydi
Barınağı da hala evin eşiğiydi
Gece ve gündüz öyle nöbetçiydi
Gerdekten çıktığı zaman tacdin
Memo'nun üzerine güneş doğdu sanırdı
O anda öylesine sevindi ki
Başı gök kubbesine yüceldi sanki
Bir sosyal bilimci gibi Xani, sosyoloji laboratuarında, saray darbeli nişan düğününden hemen sonra düğün olayını gerçekleştirir. Düğün sonrası gerdek safhası Kürt kültür örfüne göre yapılır. Tacdi-sti evliliği aslında hukukun (sti'nin) gelecekteki siyasi otorite (tacdin) ile bütünleşmesi, tek vücud olması kurgusudur. Hukuklu otoritenin yerleşmesi zaman ister. Bu zamanda Tacdin'in kan kardeşi Memo çok dikkatlidir. Çokça özverilidir.Netice de Memo (halk) da er-geç Zîn'e (hürriyete) kavuşacaktır.Xaî'nin zaman skalasında İslam coğrafyasının ortak kabulü evrenin yedi katlı oluşu ve sekizinci katında ALLAH'ın mekanı yani cennet ülkesi olduğudur.
Xanî'nin kurgusunda İslam inancına göre cennetin bekçisi olan Rıdvan isimli melek, yani Tacdin, gerdeğin sekizinci günü cennetin kapısını açar ve ve kapıda bekleyen Memo'ya (halka) da cennetin kapısını açacaktır. Böylece Memo (halk) da Zin'e (hürriyete) kavuşup mutlu olacaktır.
Sonuçta Xanî'nin tasarımında otoritenin hukuklu oluşu öncelikli olup son safhada ise Kabe gibi algılanan halkın hürlüğü oluşacaktır.böylece demokratik hukuk devleti formuna ulaşılacaktır. Mem û Zin bedeninin küçücük bir parçasını analizinde açıkça düşünülen üç tasarım sahnesini söyleyebiliriz:
A) Düşünce-Tasarım
B) Hukuklu otorite(Sti'li Tacdin) tasarımı
C) Özgür halk (zin'li- Mem) tasarımı
Yukarda ki üç aşamayla ilgili düşüncesi, Xani'nin bilimli kararlılığının ifadesidir.yeni düzenin, mevcut düzenin yerini alması kurgulandığı için, karşıt gücü mevcuttur. Bu karşıt güç, egemen ve meşru bir konumda otorite olup daha kuvvetlidir. Düşünülen cennet mekana varış güzergahının ana malzemesi bilimli düşünce tasarımı birinci aşamadır. İkinci ve üçüncü aşamalar hareketli deneylerdir.
A) Xani'nin düşünce aşamasında sergilediği makamlar sırasıyla Geveşt, Şehnaz, Neva, Uşşak ve Evc olup beş adettir. Xani bu aşamada çok dikkatli davranır, yapılan planlamanın gösterişe kaçmadan, şehir ve bölgeye egemen güçleri uyandırmadan uygulaması gerektiğini söyler; davulun tokmağının çıkartacağı gürültüyle gelen bir saray fermanının planını bozmasını istemektedir.
Bu ikazı ve telkini yaparken, tezin tasarımında kararlıdır. Aynı zamanda sakin,sessiz,ümitli,gayretli,hüzünlü ve sevinçli duygularını sergilemektedir.bir sonraki sahnenin de eğlenceli, hareketli ve sevinçli Evc makamıyla Sti-Tacdin'in nişan düğününe telmih yapmaktadır.
Saki, ver bana gül renkli şaraptan
Davul ve Kanun sesi yankılanmadan
Ki kent yönetmeni ve güvenlik görevlisi görmesinler
Ta ki kalmasın hiçbir gam, toplansın sevinçler
Ve çıksın karışıklıklar hüzünlü gönülden
Ve bambaşka oluvereyim ben yeniden
Kim mahmur ve mest olayım, laflar edeyim
Ve sarhoş olayım, güzaflar söyleyeyim
Keyifsiz söyleyemem hiçbir şeyler ben
Divane olayım ki inciler döktüreyim ben
Halden düşeyim, sırları açığa vurayım
Ve söz söylemeksizin içimden konuşayım
Aynen ney gibi mırıldanayım ben
Ve tuti gibi dile geleyim ben
Ki benden açık açık kerametler örülsün
Ve bana makamlar, yüce katlar görünsün
Gönlümden çıkan makamlı müsiki dalları avazla
Doldursun gül bahçelerini Geveşt ve Şehnaz'la
Ney gibi ahenkle, gönlümün derinliğinden
Çeng sazı gibi yüz çeşit ses vereyim ben
Ve Rebab gibi kemençe'siz olarak
Çıksın Davul'umuzdan ses Tokmaksız olarak
Ki zübre yıldızı, Neva, Uşşak makamlarının sesini dinlesin,
Evc ile dokuz katlı feleğin doruğunda raks eylesin
Yaralı gönlün Sazı kalın ve ince telli olsun
Zin ve Memo'nun aşkının ezgisini çalsın
Gönül derdinin açıklamasını kılayım efsane
Zin'i ve Memo'yu ederek bahane
B) mem û Zin'in tasarımında hukuklu otoritenin kurulması ön şartının kararı verilmiştir. Bunun için sosyal yaşam laboratuarında deneyin öncelikleri, özellikleri, sonuçları kurgulanmıştır. Nişan töreni öncesi söz kesme, kız isteme düşünülmüştür. deney adeta silahsız saray darbesidir. Zeydin bey'in Beko, divan ve askerli kurumları saf dışı bırakılır. Zeydin Bey'in sarayına baskın kız isteme olayında platonun adliyecileri, bazı kumandanlar, bilginler ve bilgisizler rol almış gibidir.
Sti'yi Tacdin'e isterler. Tacdin'in vezir olan İskender babası ile Memo'nun saray katibi olan babasını dahi heyete katmıyorlar. Çünkü onlar mevcut beyliğin kurumlarıdır. Güç, ümit otorite Tacdin'den yana olunca, Zeydin Bey'in oluru mecburidir. Zaman kaybetmeden şölene Uşşak ile başlanır. Şölen esnasında icra edilen müzik makamları: Uşşak, Neva, Iraki, Evc, Rast'tır. Deneyde bir evvel ki tasarım aşamasında olan makamlardan farklı iki makam vardır: Iraki ve Rast makamları ilk beş makamdan farklıdır.
Bu deney acıklı, sakin ve hareketli makamda seyredip Zeydin Bey'in kırılmışlığını, kızgınlığını, güvenilmezliğini ve karşı politik tasarımını Rast makamında toplamaktadır.
Nişan şölenlerinde Kürt mirlerinin mutfak yemek zenginliği, yemek takımlarının ihtişamıyla, güzel kokuların çeşitliliği, müzikli seslerin olgunluğu, şark ve enstrüman seslerinin eşliğinde özellikle mest edici içecekler saki ve çeşnigillerce ikram edilir.
Maşraplar ve kadehler, ki çini ve ayaklı
Dolaşıp duruyorlardı nazlı nazlı
Ve geziyorlardı sanki birer gezegen
Hayran kalıyorlardı onları her gören
Turunç ve narinciler limon ve narlar
Sanki cennet ağaçlarında yetişmiş turfandalar
Nebat şekeri, kamış şekeri, beyaz şeker
Ve gül suyu ile zebad, misk ile ambar
Bazıları mideyi al al eyliyordu
Bazıları da dimağı tazeliyordu
Buhurdanlıklar ödağacı ve amberle dolaştılar
Canların tüm koku alma duyuları zevkle doldular
Saz çalanlar ve ses sanatçıları, o güzel sesliler
Uyumlu, güzel renkli kumaştan giyinmişlerdi
Kimisi ses arkadaşı olmuştu sazlarla
Kimi de renk arkadaşı olmuştu övgü ve nazlarla
Şarkı sesleri Keman, Ud ve Tambur
Çeng sazı Davul, Zurna ve Santur
Evc ile Irak, Neva ile Uşşak
Birlikte eşleşip ediyorlardı Rast makamla ittifak
Ses, musiki dallarına ve makamlarına uyarak
Mucizeler ve kerametler gibi, perdesiz olarak
Çıktıkça Neylere benzer gerdanlardan
Aklı, din ve imanı ediyordu talan
Üzüm suyuyla birbirlerine karıştı sakiler
Ve Santur sesiyle çevreye yayıldı çalgıcılar
Ancak bu cennet havası çok uzun sürmeyecek, tören sonuna doğru bunun bir deney olduğu, kötü unsurların karşı etkisinin bir anlık unutulduğu anlaşılacak ve mavi çark vefasız feleğin Revahi makamında döndüğünü herkes anlayacaktır. Bu makamın ilavesiyle sayı 8 olacaktır.
Özetçesi, yedi katlı acımasız feleğe karşın
O şekilde temelini kurdular ki düğünün
Elinden kalem düştü feleğin yazıcısının
Ve elinden iki ağızlı kılıç düştü feleğin celladının
Zühre yıldızı yerde seğirtti
Ve ay gidip yengeç burcunda gizlendi
Kova burcunda kaybolup gitti Zühre
Müşteri yıldızı balık burcuna girip bırakmadı iz bile
Sevinç ve eğlence oldu dünya tümüyle
Kocakarı felek, keder ve üzüntü ile
Aciz kalıp elinden hiçbir şey gelmediğinden
Saman hırsızı oldu o kocakarı çaresizliğinden
Gök renginden çark, o kocakarı
İşitilmek için yürüttü, Rehavi makamını
Eğlenceyle neşelendi dünyada ki her yer
Kentliler ve göçerler, özgürler ve köleler
Nimetlere ve eğlenceye boğuldular
Şenliklerle ve oyunlarla toplandılar
İleri gelenlerin önünde kalkınca sofra
Sakiler kadeh ve kaselerle başladılar dolaşmaya
Bey, Memo ile Tacdin'i huzuruna çağırdı
Ve Memo'yan şöyle geçte sağdıçol sen dedi.
C) Saray darbesi gibi yapılan nişan töreninden sonra olaylar, Revahi makamında dönmeye başlayan vefasız mavi çarkın fermanıyla yarışır şekilde sergilenir. Hemen düğün töreni hazırlanırken Sti'ye ilave Zin'de gelin olacak şekilde süslendirilerek ümitlendirilir. Çünkü Sti gelin olunca Zin'in de sonunda Memo'ya gelin olarak gideceği varsayılır. Düğün şölenin de Sti, saba melikesi kurgusuyla halkın üst katmanlarının ortak saadeti olur. Ümit edilen siyasi otoriteye (Tacdin'e ) taşınan çeyizler halka dağıtılır.zira tasarlanan siyasi irade halkın iradesidir. Ve ona giden Sti, hukuktur. Böylece ölü halk kitlesi bu şölende kutsal diriliş sesi sur sesinin cezbesiyle yeniden dirilir. Bu ses başlangıç diriliş sesidir. Buradan öteye sazlar, davul dümbelek, kurena ve nakurun sesi herkesi ayağa kaldıracaktır.
Bu şölenle karşı şer güçleri de uyanır. Cennet yaşama kapısını açan Tacdin, Memo'ya da örnek olmaz mı? Ve Memo Zin'e (hürriyet) talip olmaz mı? Zeydin Bey ve bağımlı yüksek ulusal kurtuluş destanı oluşmaz mı? Bu soruların cevabını, çaresini Zeydin Bey ve bağımlı yüksek otoritesi arayacak. Xani'de Boş durmayıp oğlu Memo'yu eğitmeye başlayacaktı.
Memo (Halk) filozofumuzun üç aşamalı eğitiminden geçecektir. Xani, 'halk önce kendisini tanımalı; kendisiyle coğrafyasıyla barışık, geçmişinin vefalısı olmalı; adaletle tanışmalı, hukukun kız kardeşi olmalı' diye not düşüyor.
Sahnenin kurgusu ve istenen teorinin tasarımında duygu ve aklın ortaklığı planlanmıştır. Bu durum giderek aynı bünyede içselleştirilmelidir. Öğretimin birinci aşamasında planlarının doğru sonuç vermesinde, zaman etkeni çok önemlidir.
Bu safhada öğrencinin duygu isteği aklın önüne geçer. hatalarıyla düşüp kalkacak, tecrübelerle olgulaşacaktır. Ham olan Memo, Hızır'ın arkasına takılıp duygularının macerasına kapılarak Zeydin Beyin has bahçesine gider; Zin ile çiçekli mekânda buluşup beyin sarayının içinde halvete devam eder. Bu romantik aşk masumlarının buluşması, dedikodularla yankılanır.
Memo ile Zin'in gönlünde ki sırlar
Aşkın makamlarını çalan o sazlar
Henüz ulaşmadan başkalarının dillerine
Hiçbir zararı dokunmuyordu sahiplerine
Uygunsuz kimselerin dilleri mızrap olunca
Ve o şarkıyı makamsız, gelişi güzel çalınca
Büyüklere de, küçüklere de haberi ulaştırdılar
Oysa ne Memo suçluydu, nede Zİn günahkâr
Ağız çıngırakları çalışı, Zengul makamına ulaştırır
Sanki burgulu tellerdi parmak uçları da yükseğe çıkardı
Hüzünlü Uşşak ve Nevasız makamlar***
Kerbela makamı Hüseyni gibi susamıştı insanlar
Meclisler Neva makamlı seslerle sesliydi***
Ve Zin ile Memo'nun haberleriyle besiliydi
Devenin üzerindeki yük, sanki yetmiyordu
Dedikoducularda çıngıraklılara benziyordu
Dedikoducular kıskançlar biliciler yani
Her iki sevgilinin aşk haberlerini
Sara danışmanı olan Beko, bu dedikodulardan haberdar olur ve Zeydin Bey'in kulağına fısıldar. Bu ortamda çarkı, karşı unsurların devranına göre işler.
Bu çarkı döndüren kötülük rüzgarının makamı Zenguli'dir. Bu makam bir nevi kerbela şehidi Hz. Hüseyin'in acıklı sonunun beyan sesidir. Memo'nun Hüseyni makamı eşliğinde aşkın susuzluğunda Hazreti İsa gibi zindan ve çarmıh eziyetine götürüleceğini işareti vardır. Tasarımcı Xani, Zenguli makamına Uşşak ve Neva makamları da eşlik ettirerek bu sahneyi Hüseyni makamıyla neticelendirir. Böylece Zenguli ve hüseyni makamlarının ilavesiyle onlar besteci-onlar destanı tamamlanır. Zira Xani'nin tasarımı teorisi Mem û Zin eserinin tüm mısralarında on hece ile ifadelendirilmiştir.sosyal hayat sahnesi kurgusunda on beste kahramını ile tezin deney pratikleriniyapılmıştır. Bu kahramanlar:Zeydin Bey, Sti, Zin, Zeyzebu, Beko, Gurgin, Tacdin, Arif, Çeko ve Memo'dur. Kürt müzik kültürüne oldukça aşina olan Xani, Kürtçe hazırladığı on makamlı Kürt sanat müziğini (Kürt saray müziğini) siyasi otoritenin bilimli sesi yapar.
Filozof Xani'nin ümidi Mem û Zin kurtuluş destanının Hz. Musa'nın firavunlar mağduru köle İbrani halkının kurtuluş kitabı on emir gibi kutsal algılanması arzusundadır. Mem û Zin (onlar destanı) bilim, sanat, adalet, sanat ve aşk içerikli olup şerefli varlık olan insan içindir. Yazılanlar, söylenenler ve zengin enstrümanlar eşliğinde sunulan bestelerin verdiği mutluluk sürekli olsun. Kanun, ney, çeng, ribab, kemençe, def, ud, tambur zurna, santur ve zengil enstrümanları mugnilerin, yani ses sanatçılarının sedasında yeniden dirilsin.
Kürt kültürünün hazinesi Mem û Zin eseri iki bölümüdür. Teori ve pratik bölümleridir.fikir ve tasarım ile tasarımın sahnelenmesi gibidirler. Pratik kısmı hareketli olup iki bölümlüdür. Öncelikli tercihi hukuklu otoritenin kurulmasında karar kılınmıştır. Özgürlükçü yapının oluşması cizire botan mekanında, zaman saray sahnelenmiştir .Sti-Tacdin evliliği ve Mem û Zin aşk simgesinde hürleşme deneyleridir. Eserin teori bölümü Beş müzik makamıyla seslidir: Geveşt, Şehnaz, Neva, Uşşak ve Evc seçilen makamlardır. Pratiğin sahnelerinde de Iraki, Rast, Rehavi, Zenguli ve Hüseyni makamlarıyla sahneler donatılmıştır. Sayıları Beş'tir. Teorinin önceliği, pratik sahnelerinde hukuk devleti kurgusunun ön şart tercihi fikir ve sanat bölümlerinde sayısal eşitliğin sağlanması sahnelerin seçilen melodilerle uyumlu olarak anlamlandırılması yüksek düzeyli bir kimliğin ifadesidir. Özcesi bu kimlik tüm aydınlanma güzelleşme ve insanlaşmanın son durağıdır. Tabelası adalet kimliğidir. Bu kimlik sahibi babamızEhmedê Xanî'ye filozof diyoruz.onun huzur evi adalet evidir. O İslam düşünce tarihinde adaletçi (ashab-al adl) kök soyludur.
Mem û Zin on makamına Saba ve Hicazkâr makamlarını da ilave ederek on iki burca ve on iki aya tamamlayıp genişletelim. Xani, Saba makamını, Memo'nun olgunlaştırılmasının birinci aşamasında duygularını seba rüzgarının yumuşak ve estetik esişine benzeterek zikretmiştir. Zin perisinin etekleri önünde eğilerek bütün vücudunu sarması düşüyle arzularını hasretlerini ve dileklerini saba makamında telmihle belirtmiştir.
Bizden ona deki: padişahım
Benden ona söyle: kıblegahım
İlahi nurun doğuş ufkusun sen
Ve duru kevserin kaymağısın sen
İlahi nur için göstergesin sen, ve gösterici
Sen padişahsın, ben sana dilenciyim dilenci
Dilerim benim için hak ve adaletle nitelenesin
Ve benim hakkımda adaletli ve insaflı olasın
Gözlerinle, iki dostluk doludur gözlerin
Gönlüme bazı bazı görünesin
Şu, eski geleneğidir padişahların
Günahkârlara bakışları geneldir onların
Vallahi ben günahımı bilmiyorum
Ama bir gönlüm vardı onu bilmiyorum
O gönlü kaçırmış periler benden
Bir süredir ki o ayrıdır benden
Ne zaman ki benimle beraberdi
Heves ve sevgi sahibiydi, severdi
Belki o zaman hata ve günah işlemiş
Zaten insan eksik ve unutkan yaratılmış
Gerçi yüz kere günahkârdır, çoktur günahkârlığı
Ama senin zülfünün gölgesidir onun dayanağı
Ona ceza olur kahretsen onu
Büyük iyilik olur affetsen onu
Böylece söyle ey tiz seba***
Zemini o anda öp ve kalk
Ey saba yeli, Allah hakkı için
Huzurunda döndüğünde o sevgilinin
Xani Hicazkar makamını serbest şiirlerinden birinde Hicaz diyarının sıcaklığını, zemzem suyunun serin ve berraklığından kutsar.
Ey gönül! Eğer sevinçli olmak istersen
Dünya çalgı evinde her dem üzüm suyuyla beslen
Fırlatırsan gaflet pamuğunu ve devran vaveylasını
Duyursın cennet makamını tamburun ahenkli sedasını
Zemzem nağmesinden işitirsen Hicaz makamı Hüseyni
Beytül mamur olur kurduğun kalbin kabesini
Cihanın karanlık perdesini fırlat
Güzelin görüldüğü yerde perdeyi tut at
Gönül gözlerinin güzele baktığı yer karanlıksa eğer
Hedeften ayırma oklarını, nişan olsun ben ve çizgiler.
Kültür, bilim ve sanat insanlığın ortak servetidir. Bir kültürü veya bir halkı yok saymak, diğerinin varlığını kurban etmek, bilim etiğine ve din ahlakına aykırıdır. Çalışmamızın özü sonsuz sevgi ve şefkattir. Arzumuz mutlu etmektir. İyilikler çok, kötülükler azca olsun. KÜRT SARAY MÜZİĞİ çalışmamızın onuru hepimizin olsun.
Cevdet BAYCAN Yazıyor...