SON DAKİKA

DİRİLİŞ DESTANI MEM Û ZİN'DE ON MAKAM BELGESİ

DİRİLİŞ DESTANI MEM Û ZİN'DE ON MAKAM BELGESİ 29 Eylül, 2015 12:10 Güncelleme: 29 Eylül, 2015 12:10 DİRİLİŞ DESTANI MEM Û ZİN'DE ON MAKAM BELGESİ

Araştırmacı-Gazeteci Cevdet Baycan'nın 17 Agustos 2015 tarihinde Iğdır'da yapılması düşünülen ancak ileri bir tarihe ertelenen 2. Uluslararası Iğdır Sempozyumunda sunacağı bildiri.

EHmede xani ile ilgili görsel sonucu

Xanîlog  H.Mem'in öncülük ettiği ve 4 yıl süren   çalışmalarda Şefik Beyaz, Zana Farqînî, Miraz Ronî ve agirî Dr.Cemşit Bender  hocaların emeği olan Mem û Zin adlı şaheserde adı geçen makamları tasarlanan sahnelere  uygun olarak ve büyük bir ustalıkla beteleyen değerli kompizütör ve müzisyen sayın Behrûz Rezaî;  Bestelerin ruhuna uygun olarak yapılmasını sağlayan sayın Prof, Dr, Hessen Şetevî; bu projenin olgulaşmasına katkı sunan sayın Veysi Varlı, Nijad Yaruk, Nail Yurtsever ayrıca bu projeye manevi destek veren ve ilerde ona sahip çıkacağı umulan Kom Müzikten Zübeyir Perihan ve Köroğlu Karaaslan'ın oluşturdukları diriliş destanı Memû Zin'de on makam belgesi olan Kürt Saray Müziği konusunda Xanî'nin düşüncelerini sunalım.

 

Konuyu anlamak için özelikle on sayısını Ehmedê Xanî için önemine değinmekte yarar vardır. On sayısı Xanî'nin telmih yoluyla bilimsel ve dinsel kimliğini ifade eder.

 

Mem û Zin eseri başlangıçtan sonuca kadar on hece ile yazılmıştır. Yani aruz vezni kullanılmıştır.

 

Eserde demokratik ulus yapısı ön görülerek,Mem û Zin eserinde aktör ve aktris sayısı on'dur. Bu aktörlere her birine ayrı ayrı telmihle sıfat verilmiştir. Örneğin Tacdin otorite sıfatını taşır, Zin özgürlük sıfatını taşır, Siti adalet ve hukuk sıfatını taşır, Mem halk ve demokrasi sıfatını taşır.Vs.Aktörlerin her biri tasarlanan demokratik ulus devletinin bir unsurunu oluşturur.

 

Xanî H.Z. Musa'nın  on emir'ini kendine düstur edilmiştir.

 

On makam Mem û Zin eserinde hukuk ve otorite sıfatı Siti ile Tacdin'in düğün merasiminde geçer.

 

Şimdi konuya girelim :

 

Da zen nebirinku em xemûş in

Em beste dehan û pır xuroş in

Kenca me dı dil guber tiji ne

Her çendi e'yan xezeffiroşin

(sanmasınlar biz uykudayız

Onlar bestesiyle çokça coşanız

Gönül hazinemiz cevberlerle dolu olanız

Görünüşte çanak çömlek satanız)

Bu iki beyit, mahkemeye giderken Xani'nin yazdığı bir şiirden alıntıdır.bu şiirde bahsi geçen “on beste” bu çalışmamızın amacıdır.on müzik makamı filozof Xani'nin  tevrat'taki  'on emir' gibi Mem û Zin'in kutsanıp kıblagah gibi amaç düşünce olarak kabul edilmesi, tasarısının ürünüdür. Mem û Zin'de belirtilen on makam : Geveşt, Şehnaz, Neva, Uşşak, Evc, Iraki, Rst, Revahi, Zenguli ve Hüseyini'dir.

On makamın eserde kullanıldığı safhalar bir tasarım gereğidir. Mem û Zin adlı şaheserde imparatorluk ve krallık benzeri siyasi otoritesi olmayan Kürtler gibi halkların kuruluşu tekniği amaçlanmıştır. Hedef, halkların hukukun üstünlüğüne dayalı bir iradeye,  özgürlüğe, maddi ve manevi refaha kavuşmasıdır. Xanî, sti tecdin evlilik düğününün sonrasında diyor ki:

 

O hafta bütünüyle gerdek oldu gerdek

Durumlarında haberli olmadı tek fert tek

 

Sekizinci günün seher vaktinde aniden

Rıdvan yürüyüp çıktı cennetin içinden

 

Memo hala öylece kapının önündeydi

Ve başı da onun, hep taşın üstündeydi

 

Barınağı da hala evin eşiğiydi

Gece ve gündüz öyle nöbetçiydi

 

Gerdekten çıktığı zaman tacdin

Memo'nun üzerine güneş doğdu sanırdı

 

O anda öylesine sevindi ki

Başı gök kubbesine yüceldi sanki

 

Bir sosyal bilimci gibi Xani, sosyoloji laboratuarında, saray darbeli nişan düğününden hemen sonra düğün olayını gerçekleştirir. Düğün sonrası gerdek safhası Kürt kültür örfüne göre yapılır. Tacdi-sti evliliği aslında hukukun (sti'nin) gelecekteki siyasi otorite (tacdin) ile bütünleşmesi, tek vücud olması kurgusudur. Hukuklu otoritenin yerleşmesi zaman ister. Bu zamanda Tacdin'in  kan kardeşi Memo çok dikkatlidir. Çokça özverilidir.Netice de Memo (halk) da er-geç Zîn'e (hürriyete) kavuşacaktır.Xaî'nin zaman skalasında İslam coğrafyasının ortak kabulü evrenin yedi katlı oluşu ve sekizinci katında ALLAH'ın mekanı yani cennet ülkesi olduğudur.

 

Xanî'nin kurgusunda İslam inancına göre cennetin bekçisi olan Rıdvan isimli melek, yani Tacdin, gerdeğin sekizinci günü cennetin kapısını açar ve ve kapıda bekleyen Memo'ya (halka) da cennetin kapısını açacaktır. Böylece Memo (halk) da Zin'e (hürriyete) kavuşup mutlu olacaktır.

 

Sonuçta Xanî'nin tasarımında otoritenin hukuklu oluşu öncelikli olup son safhada ise Kabe gibi algılanan halkın hürlüğü oluşacaktır.böylece demokratik hukuk devleti formuna ulaşılacaktır. Mem û Zin bedeninin küçücük bir parçasını analizinde açıkça düşünülen üç tasarım sahnesini söyleyebiliriz:

A) Düşünce-Tasarım

B) Hukuklu otorite(Sti'li Tacdin) tasarımı

C) Özgür halk (zin'li- Mem) tasarımı

 

Yukarda ki üç aşamayla ilgili düşüncesi, Xani'nin bilimli kararlılığının ifadesidir.yeni düzenin, mevcut düzenin yerini alması kurgulandığı için, karşıt gücü mevcuttur. Bu karşıt güç,  egemen ve meşru bir konumda otorite olup daha kuvvetlidir. Düşünülen cennet mekana varış güzergahının ana malzemesi bilimli düşünce tasarımı  birinci aşamadır. İkinci ve üçüncü aşamalar hareketli deneylerdir.

 

A) Xani'nin düşünce aşamasında sergilediği makamlar sırasıyla Geveşt, Şehnaz, Neva, Uşşak ve  Evc olup beş adettir. Xani bu aşamada çok dikkatli davranır, yapılan planlamanın gösterişe kaçmadan, şehir ve bölgeye egemen güçleri uyandırmadan uygulaması gerektiğini söyler; davulun tokmağının çıkartacağı gürültüyle gelen  bir saray fermanının planını bozmasını istemektedir.

 

Bu ikazı ve telkini yaparken, tezin tasarımında kararlıdır. Aynı zamanda sakin,sessiz,ümitli,gayretli,hüzünlü ve sevinçli duygularını sergilemektedir.bir sonraki sahnenin de eğlenceli, hareketli ve sevinçli Evc makamıyla Sti-Tacdin'in nişan düğününe telmih yapmaktadır.

 

Saki, ver bana gül renkli şaraptan

Davul ve Kanun sesi yankılanmadan

 

Ki kent yönetmeni ve güvenlik görevlisi görmesinler

Ta ki kalmasın hiçbir gam, toplansın sevinçler

 

Ve çıksın karışıklıklar hüzünlü gönülden

Ve bambaşka oluvereyim ben yeniden

 

Kim mahmur ve mest olayım, laflar edeyim

Ve sarhoş olayım, güzaflar söyleyeyim

 

 

Keyifsiz söyleyemem hiçbir şeyler ben

Divane olayım ki inciler döktüreyim ben

 

Halden düşeyim, sırları açığa vurayım

Ve söz söylemeksizin içimden konuşayım

 

Aynen ney gibi mırıldanayım ben

Ve tuti gibi dile geleyim ben

 

Ki benden açık açık kerametler örülsün

Ve bana makamlar, yüce katlar görünsün

 

Gönlümden çıkan makamlı müsiki dalları avazla

Doldursun gül bahçelerini Geveşt ve Şehnaz'la

Ney gibi ahenkle, gönlümün derinliğinden

Çeng sazı gibi yüz çeşit ses vereyim ben

 

Ve Rebab gibi kemençe'siz olarak

Çıksın Davul'umuzdan ses Tokmaksız olarak

 

 

Ki zübre yıldızı, Neva, Uşşak makamlarının sesini dinlesin,

Evc ile dokuz katlı feleğin doruğunda raks eylesin

 

Yaralı gönlün Sazı kalın ve ince telli olsun

Zin ve Memo'nun aşkının ezgisini çalsın

 

Gönül derdinin açıklamasını kılayım efsane

Zin'i ve Memo'yu ederek bahane

 

B) mem û Zin'in tasarımında hukuklu otoritenin kurulması ön şartının kararı verilmiştir. Bunun için sosyal yaşam laboratuarında deneyin öncelikleri, özellikleri, sonuçları kurgulanmıştır. Nişan töreni öncesi söz kesme, kız isteme düşünülmüştür. deney adeta silahsız saray darbesidir. Zeydin bey'in Beko, divan ve askerli kurumları saf dışı bırakılır. Zeydin Bey'in sarayına baskın kız isteme olayında platonun adliyecileri, bazı kumandanlar, bilginler ve bilgisizler rol almış gibidir.

 

Sti'yi  Tacdin'e isterler. Tacdin'in vezir olan İskender babası ile Memo'nun saray katibi olan babasını dahi heyete katmıyorlar. Çünkü onlar  mevcut beyliğin kurumlarıdır. Güç, ümit otorite Tacdin'den yana olunca, Zeydin Bey'in oluru mecburidir. Zaman kaybetmeden  şölene Uşşak ile başlanır. Şölen esnasında icra edilen müzik makamları: Uşşak, Neva, Iraki, Evc, Rast'tır. Deneyde bir evvel ki tasarım aşamasında olan makamlardan farklı iki makam vardır: Iraki ve Rast makamları ilk beş makamdan farklıdır.

 

Bu deney acıklı, sakin ve hareketli makamda seyredip Zeydin Bey'in kırılmışlığını, kızgınlığını, güvenilmezliğini ve karşı politik tasarımını Rast makamında toplamaktadır.

 

Nişan şölenlerinde Kürt mirlerinin mutfak yemek zenginliği, yemek takımlarının ihtişamıyla, güzel kokuların çeşitliliği, müzikli seslerin olgunluğu, şark ve enstrüman seslerinin eşliğinde özellikle mest edici içecekler saki ve çeşnigillerce ikram edilir.

 

Maşraplar ve kadehler, ki çini ve ayaklı

Dolaşıp duruyorlardı nazlı nazlı

 

Ve geziyorlardı sanki birer gezegen

Hayran kalıyorlardı onları her gören

 

Turunç ve narinciler limon ve narlar

Sanki cennet ağaçlarında yetişmiş  turfandalar

 

Nebat şekeri, kamış şekeri, beyaz şeker

Ve gül suyu ile zebad, misk ile ambar

 

Bazıları mideyi al al eyliyordu

Bazıları da dimağı tazeliyordu

 

Buhurdanlıklar ödağacı ve amberle dolaştılar

Canların tüm koku alma duyuları zevkle doldular

 

Saz çalanlar ve ses sanatçıları, o güzel sesliler

Uyumlu, güzel renkli kumaştan giyinmişlerdi

 

Kimisi ses arkadaşı olmuştu sazlarla

Kimi de renk arkadaşı olmuştu övgü ve nazlarla

 

Şarkı sesleri Keman, Ud ve Tambur

Çeng sazı Davul, Zurna ve Santur

Evc ile Irak, Neva ile Uşşak

Birlikte eşleşip ediyorlardı Rast makamla ittifak

 

Ses, musiki dallarına ve makamlarına uyarak

Mucizeler ve kerametler gibi, perdesiz olarak

 

Çıktıkça Neylere benzer gerdanlardan

Aklı, din ve imanı ediyordu talan

 

 

Üzüm suyuyla birbirlerine karıştı sakiler

Ve Santur sesiyle çevreye yayıldı çalgıcılar

 

Ancak bu cennet havası çok uzun sürmeyecek, tören sonuna doğru bunun bir deney olduğu, kötü unsurların karşı etkisinin bir anlık unutulduğu anlaşılacak ve mavi çark vefasız feleğin Revahi makamında döndüğünü herkes anlayacaktır. Bu makamın ilavesiyle sayı 8 olacaktır.

 

Özetçesi, yedi katlı acımasız feleğe karşın

O şekilde temelini kurdular ki düğünün

 

Elinden kalem düştü feleğin yazıcısının

Ve elinden iki ağızlı kılıç düştü feleğin celladının

 

Zühre yıldızı yerde seğirtti

Ve ay gidip yengeç burcunda gizlendi

 

Kova burcunda kaybolup gitti Zühre

Müşteri yıldızı balık burcuna girip bırakmadı iz bile

 

Sevinç ve eğlence oldu dünya tümüyle

Kocakarı felek, keder ve üzüntü ile

 

Aciz kalıp elinden hiçbir şey gelmediğinden

Saman hırsızı oldu o kocakarı çaresizliğinden

 

Gök renginden çark, o kocakarı

İşitilmek için yürüttü, Rehavi makamını

 

Eğlenceyle neşelendi dünyada ki her yer

Kentliler ve göçerler, özgürler ve köleler

 

Nimetlere ve eğlenceye boğuldular

Şenliklerle ve oyunlarla toplandılar

 

İleri gelenlerin önünde kalkınca sofra

Sakiler kadeh ve kaselerle başladılar dolaşmaya

 

Bey, Memo ile Tacdin'i huzuruna çağırdı

Ve “Memo'yan şöyle geçte sağdıçol sen” dedi.

 

C) Saray darbesi gibi yapılan nişan töreninden sonra olaylar, Revahi makamında dönmeye başlayan vefasız mavi çarkın fermanıyla yarışır şekilde sergilenir. Hemen düğün töreni hazırlanırken Sti'ye ilave Zin'de gelin olacak şekilde süslendirilerek ümitlendirilir. Çünkü Sti gelin olunca Zin'in de sonunda Memo'ya gelin olarak gideceği varsayılır. Düğün şölenin de Sti, saba melikesi kurgusuyla halkın üst katmanlarının ortak saadeti olur. Ümit edilen siyasi otoriteye (Tacdin'e ) taşınan çeyizler halka dağıtılır.zira tasarlanan siyasi irade halkın iradesidir. Ve ona giden Sti, hukuktur.  Böylece ölü halk kitlesi bu şölende kutsal diriliş sesi sur sesinin cezbesiyle yeniden dirilir. Bu ses başlangıç diriliş sesidir. Buradan öteye sazlar, davul dümbelek, kurena ve nakurun sesi herkesi ayağa kaldıracaktır.

 

Bu şölenle karşı şer güçleri de uyanır. Cennet yaşama kapısını açan Tacdin, Memo'ya da örnek olmaz mı? Ve Memo Zin'e (hürriyet) talip olmaz mı? Zeydin Bey ve bağımlı yüksek ulusal kurtuluş destanı oluşmaz mı? Bu soruların cevabını, çaresini Zeydin Bey ve bağımlı yüksek otoritesi arayacak. Xani'de Boş durmayıp oğlu Memo'yu eğitmeye başlayacaktı.

 

Memo (Halk) filozofumuzun üç aşamalı eğitiminden geçecektir. Xani, 'halk önce kendisini tanımalı; kendisiyle coğrafyasıyla barışık, geçmişinin vefalısı olmalı; adaletle tanışmalı, hukukun kız kardeşi olmalı' diye not düşüyor.

 

Sahnenin kurgusu ve istenen teorinin tasarımında duygu ve aklın ortaklığı planlanmıştır. Bu durum giderek aynı bünyede içselleştirilmelidir. Öğretimin birinci aşamasında planlarının doğru sonuç vermesinde, zaman etkeni çok önemlidir.

 

Bu safhada öğrencinin duygu isteği aklın önüne geçer. hatalarıyla düşüp kalkacak, tecrübelerle olgulaşacaktır. Ham olan Memo, Hızır'ın arkasına takılıp duygularının macerasına kapılarak Zeydin Beyin has bahçesine gider; Zin ile çiçekli mekânda buluşup beyin sarayının içinde halvete devam eder. Bu romantik aşk masumlarının buluşması, dedikodularla yankılanır.

 

Memo ile Zin'in gönlünde ki sırlar

Aşkın makamlarını çalan o sazlar

 

Henüz ulaşmadan başkalarının dillerine

Hiçbir zararı dokunmuyordu sahiplerine

 

Uygunsuz kimselerin dilleri mızrap olunca

Ve o şarkıyı makamsız, gelişi güzel çalınca

 

Büyüklere de, küçüklere de haberi ulaştırdılar

Oysa ne Memo suçluydu, nede Zİn günahkâr

 

Ağız çıngırakları çalışı, Zengul makamına ulaştırır

Sanki burgulu tellerdi parmak uçları da yükseğe çıkardı

 

Hüzünlü Uşşak ve Nevasız makamlar***

Kerbela makamı Hüseyni gibi susamıştı insanlar

 

Meclisler Neva makamlı seslerle sesliydi***

Ve Zin ile Memo'nun haberleriyle besiliydi

 

Devenin üzerindeki yük, sanki yetmiyordu

Dedikoducularda çıngıraklılara benziyordu

 

Dedikoducular kıskançlar biliciler yani

Her iki sevgilinin aşk haberlerini

 

Sara danışmanı olan Beko, bu dedikodulardan haberdar olur ve Zeydin Bey'in kulağına fısıldar. Bu ortamda çarkı, karşı unsurların devranına göre işler.

 

Bu çarkı döndüren kötülük rüzgarının makamı Zenguli'dir. Bu makam bir nevi kerbela şehidi Hz. Hüseyin'in acıklı sonunun beyan sesidir. Memo'nun Hüseyni makamı eşliğinde aşkın susuzluğunda Hazreti İsa gibi zindan ve çarmıh eziyetine götürüleceğini  işareti vardır. Tasarımcı Xani, Zenguli makamına Uşşak ve Neva makamları da eşlik ettirerek bu sahneyi Hüseyni makamıyla neticelendirir. Böylece Zenguli ve hüseyni makamlarının ilavesiyle “onlar besteci-onlar destanı” tamamlanır. Zira Xani'nin tasarımı –teorisi Mem û Zin eserinin tüm mısralarında on hece ile ifadelendirilmiştir.sosyal hayat sahnesi kurgusunda on beste kahramını ile tezin deney pratikleriniyapılmıştır. Bu kahramanlar:Zeydin Bey, Sti, Zin, Zeyzebu, Beko, Gurgin, Tacdin, Arif, Çeko ve Memo'dur. Kürt  müzik kültürüne oldukça aşina  olan Xani, Kürtçe hazırladığı on makamlı Kürt sanat müziğini (Kürt saray müziğini) siyasi otoritenin bilimli sesi yapar.

 

Filozof Xani'nin ümidi Mem û Zin kurtuluş destanının Hz. Musa'nın firavunlar mağduru köle İbrani halkının kurtuluş kitabı “on emir” gibi kutsal algılanması arzusundadır. Mem û Zin (onlar destanı) bilim, sanat, adalet, sanat ve aşk içerikli olup şerefli varlık olan insan içindir. Yazılanlar, söylenenler ve zengin enstrümanlar eşliğinde sunulan bestelerin verdiği mutluluk sürekli olsun.  Kanun, ney, çeng, ribab, kemençe, def, ud, tambur zurna, santur ve zengil enstrümanları mugnilerin, yani ses sanatçılarının sedasında yeniden dirilsin.

 

Kürt kültürünün hazinesi Mem û Zin eseri iki bölümüdür. Teori ve pratik bölümleridir.fikir ve tasarım ile tasarımın sahnelenmesi gibidirler. Pratik kısmı hareketli olup iki bölümlüdür. Öncelikli tercihi hukuklu otoritenin kurulmasında karar kılınmıştır. Özgürlükçü yapının oluşması cizire botan mekanında, zaman saray sahnelenmiştir .Sti-Tacdin evliliği ve Mem û Zin aşk simgesinde hürleşme deneyleridir. Eserin teori bölümü Beş müzik makamıyla seslidir: Geveşt, Şehnaz, Neva, Uşşak ve Evc seçilen makamlardır. Pratiğin sahnelerinde de Iraki, Rast, Rehavi, Zenguli ve Hüseyni makamlarıyla sahneler donatılmıştır. Sayıları Beş'tir. Teorinin önceliği, pratik sahnelerinde hukuk devleti kurgusunun ön şart tercihi fikir ve sanat bölümlerinde sayısal eşitliğin sağlanması sahnelerin seçilen melodilerle uyumlu olarak anlamlandırılması yüksek düzeyli bir kimliğin ifadesidir. Özcesi bu kimlik tüm aydınlanma güzelleşme ve insanlaşmanın son durağıdır. Tabelası “adalet kimliği”dir. Bu kimlik sahibi babamızEhmedê Xanî'ye filozof diyoruz.onun huzur evi adalet evidir.  O İslam düşünce tarihinde adaletçi (ashab-al adl) kök soyludur.


 

Mem û Zin on makamına Saba ve Hicazkâr makamlarını da ilave ederek on iki burca ve on iki aya tamamlayıp genişletelim. Xani, Saba makamını, Memo'nun olgunlaştırılmasının birinci aşamasında duygularını seba rüzgarının yumuşak ve estetik esişine benzeterek zikretmiştir. Zin perisinin etekleri önünde eğilerek bütün vücudunu sarması düşüyle arzularını hasretlerini ve dileklerini saba makamında telmihle belirtmiştir.

 

Bizden ona deki: “padişahım”

Benden ona söyle: “kıblegahım”

 

İlahi nurun doğuş ufkusun sen

Ve duru kevserin kaymağısın sen

 

İlahi nur için göstergesin sen, ve gösterici

Sen padişahsın, ben sana dilenciyim dilenci

 

Dilerim benim için hak ve adaletle nitelenesin

Ve benim hakkımda adaletli ve insaflı olasın

 

Gözlerinle, iki dostluk doludur gözlerin

Gönlüme bazı bazı görünesin

 

Şu, eski geleneğidir padişahların

Günahkârlara bakışları geneldir onların

 

 

Vallahi ben günahımı bilmiyorum

Ama bir gönlüm vardı onu bilmiyorum

 

O gönlü kaçırmış periler benden

Bir süredir ki o ayrıdır benden

 

Ne zaman ki benimle beraberdi

Heves ve sevgi sahibiydi, severdi

 

Belki o zaman hata ve günah işlemiş

Zaten insan eksik ve unutkan yaratılmış

 

Gerçi yüz kere günahkârdır, çoktur günahkârlığı

Ama senin zülfünün gölgesidir onun dayanağı

 

Ona ceza olur kahretsen onu

Büyük iyilik olur affetsen onu

 

Böylece söyle ey tiz seba***

Zemini o anda öp ve kalk

 

 

 

Ey saba yeli, Allah hakkı için

Huzurunda döndüğünde o sevgilinin

 

Xani Hicazkar makamını serbest şiirlerinden birinde Hicaz diyarının sıcaklığını, zemzem suyunun serin ve berraklığından kutsar.

 

Ey gönül! Eğer sevinçli olmak istersen

Dünya çalgı evinde her dem üzüm suyuyla beslen

 

Fırlatırsan gaflet pamuğunu ve devran vaveylasını

Duyursın cennet makamını tamburun ahenkli sedasını

 

Zemzem nağmesinden işitirsen Hicaz makamı Hüseyni

Beytül mamur olur kurduğun kalbin kabesini

 

Cihanın karanlık perdesini fırlat

Güzelin görüldüğü yerde perdeyi tut at

 

Gönül gözlerinin güzele baktığı yer karanlıksa eğer

Hedeften ayırma oklarını, nişan olsun ben ve çizgiler.

 

Kültür, bilim ve sanat insanlığın ortak servetidir. Bir kültürü veya bir halkı yok saymak, diğerinin varlığını kurban etmek, bilim etiğine ve din ahlakına aykırıdır. Çalışmamızın özü sonsuz sevgi ve şefkattir. Arzumuz mutlu etmektir. İyilikler çok, kötülükler azca olsun. KÜRT SARAY MÜZİĞİ çalışmamızın onuru hepimizin olsun.

Cevdet BAYCAN Yazıyor...


Yorum Ekle