DİYARBAKIR -Demirtaş, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın Kürtçe eğitim ile ilgili açıklamalarına ilişkin de, "Bizi tanımayan ve bize baskı yapan hükümetin meşruiyetini kabul etmiyoruz" dedi.
DTK Genel Kurulu'na katılan BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, verilen arada, "KCK" ana davasında 5 kişinin tahliye edilmesi ve dün Diyarbakır'a gelen Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın anadilde eğitim ile ilgili açıklamalarına ilişkin gazetecilerin sorularını yanıtladı. "KCK" ana davasında 5 kişinin tahliye edilmesini değerlendiren Demirtaş, yaklaşık 3 yıldır davanın devam ettiğini ve aslında tutuklu arkadaşlarının cezalarının bittiğini söyledi. "3 yıldır mahkeme toplam 5-6 sanığın delillerini okuyabildi" dedi. Demirtaş, "Dolayısıyla 3 yıl sonra gelen 5 tahliye bizler açısından ve siyasi açıdan çok önemli bir gelişme değil. Tabi ki arkadaşlarımızın tahliye olması sevindiricidir, ama bu konseptin değiştiğine dair bir tutum değildir" dedi.
'Mahkemeler devre dışı'
"Binlerce arkadaşımız tutukludur ve bu 5 arkadaşımız sadece infazları tamamlandığı için yani ceza alsalar bile infazları tamamlandığı için tahliye oldular" diyen Demirtaş, "Hükümet 'KCK operasyonları devam edecek' diye diye mahkemelere talimat veriyor. İstiklal Mahkemeleri bile bu kadar açıktan yargılama yapmıyorlardı. Sıkıyönetim mahkemeleri, DGM'ler, askeri mahkemeler bile hukuka, kanuna ve kılıfına uydurmaya çalışıyordu" şeklinde konuştu. Hükümet yetkililerinin "operasyonlar devam edecek" şeklinde yaptıkları açıklamalar ile mahkemelerin devreden çıktığını ifade eden Demirtaş, "Bu politik yargılama zihniyeti devam ettiği müddetçe arkadaşlarımızın hepsi tahliye olsa bile bu siyasetten bir sonuç doğurmaz. Çünkü sürekli tutuklamalar devam ediyor. Bu nedenle köklü bir değişim olmadığı müddetçe bakış açısında köklü bir farklılaşma yaşanmadığı müddetçe bu tür gelişmeler bizim için o kadar önemli bir gelişme olarak değerlendirilmez" diye konuştu.
'Baskı yapan hükümetin meşrutiyetini kabul etmiyoruz'
Dün Diyarbakır'a gelen Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın Kürtçe eğitim ile ilgili açıklamalarını da değerlendiren Demirtaş, "Hükümetin Kürtlerin hakları ile ilgili bir projelerinin olmadığını zaten biliyorduk. Fakat meclis kürsüsünde 'biz Kürtlerin eğitim hakkını, dil hakkını bütün haklarını tanıyacağız' deyip gelip Kürtlerin en yoğun yaşadığı şehirde 'biz Kürtlerin anadili ile ilgili bir projeye sahip değiliz' demesi de ne kadar tutarsız olduklarını ve günü birlik günü kurtarmaya yönelik yaklaşım içerisinde olduklarının göstergesidir" dedi. "Bu hükümet bize baskı yaptığı müddetçe, bizi kriminalize edip bize terörist muamelesi yaptığı müddetçe biz bu hükümetin meşrutiyetini tanımayacağız" diyen Demirtaş, "Bizi tanımayan, tam tersine bizi bütün dünyaya 'terörist' ilan eden bir hükümetin bizim nezdimizde nasıl bir meşrutiyeti olabilir? 3 milyona yakın oy almışız ama bu iradeyi tanımıyor, tutukluyor içeri atıyor, 3 milyona yakın bir seçmen kitlesinin taleplerini dile getiriyoruz, bu taleplere sürekli hakaretler yağdırıyor, tehdit yağdırıyor. Bu nedenle biz hükümetin meşrutiyetini kabul etmiyoruz. O partiye o verenlerin her birinin oyu değerlidir, iradesi değerlidir, ama bize yaklaşımları nedeniyle biz meşrutiyetlerini kabul etmiyoruz" dedi. Demirtaş, "Fakat bize efendi köle ilişkisini dayatırlarsa biz bunu kabul etmiyoruz. Kabul etmeyeceğimizi de ilan ediyoruz. Buralara gelip 'Kürtlerin anadiliyle eğitimini gündemimize almadık' demeleri de Kürtlere yaklaşımda ne kadar politik ve Kürtleri kandırmaya yönelik ne kadar ikircikli bir yaklaşım içerisinde olduklarını gösteriyor" şeklinde konuştu. DİHA