CHP'nin 16 Nisan referandumunun ardından yaptırdığı araştırmanın sonuçları, 'Evet' oyu verenlerin umduklarını bulamadıklarını ve 'Hayır' oyu verenlere yaklaştıklarını gösterdi.
Cumhuriyet'te yer alan habere göre, CHP'nin, referandum sonrası evet ve hayır diyenlerin şifrelerini çözmek için yaptırdığı araştırmada çarpıcı sonuçlar ortaya çıktı. Buna göre; evet diyenlerde hayal kırıklığı, kaos, belirsizlik, korku, gerileme ve durma duyguları öne çıkıyor. Sorunların çözülmediği gibi artarak devam ettiğini söylüyorlar. Erdoğan'ın halktan uzaklaşmasından ve sürekli aldatıldık, kandırıldık demesinden şikâyetçiler. Terör önlenemez algısı hâkim. Evet diyen de hayır diyende terörün önlenmesi konusunda çaresizlik ve umutsuzluk hissi taşıyor. Sihirli kelime ise huzur.
CHP'nin seçmenin anlık tepkisi yerine psikolojisini ölçebilmek için referandum sonrası bir şirkete yaptırdığı araştırma sonuçlarının detayları ortaya çıktı. Araştırmadan çıkan çarpıcı sonuçlar şöyle:
* 'Hayır'ı bir araya getiren duygu denge. Denge istiyorlar. Dengesiz bir yapıdan şikâyetçiler. Sistem değişikliğinin dengeyi bozacağından endişe ediyorlar ve parlamenter sistemin devamını istiyorlar.
* 'Evet' demedeki ortak duygu ise güç ve kontrol. Güç olmazsa, kontrol elden çıkarsa ülke için, benim için, ailem için kötü olur algısı içinde 'evet' diyorlar. 'Evet' diyenlerin önemli bölümü Erdoğan'a bağlı.
* Süreç ilerledikçe Erdoğan'a bağlılığın ciddi şekilde kopmaya başladığı görülüyor. Devamlı Aldatıldık, kandırıldık denmesinden dolayı rahatsızlık duyuluyor. FETÖ ile mücadelede nasıl aldatıldı, FETÖ'yü Erdoğan getirdi deniyor. Her geçen gün Erdoğan'ın halktan koptuğu belirtiliyor.
* Kontrol düşüncesiyle 'evet' diyenler referandumdan sonra rahatsızlık duymaya başlıyor. Güç ve kontrolden beklediklerinin arzu ettikleri gibi iyi ve hayırlı bir şey olmadığını fark ediyorlar. Bu kesimde ciddi bir huzursuzluk ve korku hâkim. Kaos algısı var, Her şey kötüye gidiyor, günü kurtarıyoruz diyorlar. Hayal kırıklığı, belirsizlik duygusu, gerileme ve durma kaygısı öne çıkıyor. Bu kaygılara, gücün tek elde toplanması neden oluyor.
* 'Tek adam' algısı daha önce 'Sorunları çözer' anlamındayken, propaganda sürecinde CHP'nin söylediği 'tek adam rejimi' şimdi yaşayarak tecrübe ediliyor. Süreçle birlikte Her şey bir kişiyle olmuyor düşüncesi gelişti. Her konunun bir kişiye sorulması, sorunların kaynağı olarak görülmeye başladı. Buna karşı güçlü bir ekip arayışı var.
* Suriyeliler temel mesele. AKP'ye, MHP'ye oy verip 'evet' diyenler de, 'hayır' diyenler de, CHP'ye oy verenler de istisnasız Suriye konusunda Erdoğan'ı sorumlu tutuyor. Kendi yurdumuzda ikinci sınıf vatandaş olduk algısı var.
* Sorunların başında işsizlik ve ekonomi geliyor. Dışa bağımlılıktan şikâyet ediliyor. 'Evet' diyen de 'hayır' diyen de Tarımda kendi kendimize yetebilecekken her şeyi dışardan alır hale geldik diyor. Ekonomide geçmişe özlem var. AKP'e oy verip 'evet' diyenler dahi Torpil düzeni var, Adamı olan işe giriyor ifadelerini kullanıyor.
* Kadına şiddet öne çıkan sorunlardan biri. Güvenlik endişesinin çok ağır olduğu görülüyor. Güvenlik endişesinde kadın ve çocukların sokakta güvende olmadığından şikâyet ediliyor.
* Eğitim konusunda iyi diyen yok. AKP'ye oy veren de 'evet' diyen de eğitim politikasından şikâyetçi. İmam hatipleşme doğru bulunmuyor. Tek tip okula karşılar. Seçenek istiyorlar. Hedef yok, kalitesiz eğitim var. Okuyana iş yok deniyor.
* Terörün engelleneceği konusunda güçlü bir kanaat yok. Terör önlenemez algısı hâkim. 'Evet' diyen de 'hayır' diyen de terörün önlenmesi konusunda çaresizlik ve umutsuzluk duyuyor. Kaynakları konusunda farklı düşünüyorlar. Kimi dış güçler, kimi terör örgütleri, kimi ekonomik sorunlar diyor. Ama terörün önleneceği umudu yok.
* Sorunları dağıtmadan, birinin elindeki güçle çözebiliriz denerek, 'evet' oyu verdiğini söyleyenler, referandum sonrası bu gücün kontrolsüz hale geldiğini görüyor. Bu gücün sorunları çözemeyip derinleşerek devam ettirdiği söyleniyor. Kontrol duygusuyla 'evet' diyenlerin pişmanlıklarının altında dengelerin bozulmuş olması algısı var. Dış politikadan rahatsızlık dile getiriliyor ve Türkiye, her krizde savruluyor deniyor.
* HDP'li olup 'evet' diyenler var. Bu tutumlarını Hayır diyen teröristtir dendiği ve tetörist olmadığını göstermek için 'evet' dediği şeklinde açıklıyor.
Araştırmaya göre; referandumun ardından yaşananlar yakınlaştırdı. Referandumdaki ayrışma büyük oranda kayboldu. Ayrılıklar keskinleşmedi, ortaklaşma, hayıra yakın noktaya geldi. Bizi Erdoğan kurtarır diye düşünüp de evet diyenler, sorunların çözülmemesi yüzünden pişman. Daha önce evet diyenlerden bir daha referandum olsa hayır diyecekler var.
Yaptırılacak bu ve benzer araştırmaların sonuçlarına göre, önümüzdeki dönem siyasi yol haritisanı belirleyecek olan CHP'nin çıkardığı sonuçlar ise şöyle sıralanıyor:
" * Toplum, kutuplaşma siyasetinden rahatsız.
* Erdoğan'ın halkla bağı gün geçtikçe kopuyor.
* Güçlü tek adam değil, güçlü ekip isteniyor.
* Sorunları çözecek ortak dil aranıyor.
* Sihirli kelime huzur. Herkes kaostan kurtulmak ve huzurlu yaşamak istiyor. Araştırmayla ortaya konan her sorunun çözümünün CHP'de karşılığı var.
* CHP, sorunları teşhis etmiş, çözüm üretmiş ancak anlatamamış. Bu araştırmadan yola çıkarak yeni çözümler aramak değil, CHP'nin zaten var olan çözümlerini halka en net şekilde anlatabilmek gerekiyor.
Araştırmada Adalet Yürüyüşü de ölçüldü. Yürüyüşün her iki kesimde de umut ve cesareti artırdığı ortaya çıktı. Kutuplaşmaya ve çatışmaya karşı esaslı bir duruş sergilendiği görüşünde ortaklaşılıyor. Evet oyu kullanıp da İnanamadım, adam çıktı yürüdü, Kılıçdaroğlu'ndan bunu beklemezdik, Bizim için yürüdü diyenler var. Evet diyenlerin arasında nötr duranlar olduğu gibi büyük çoğunluk yürüyüşe olumlu bakıyor. Özellikle adalet kavramında kaygı anlatılmıyor ancak yürüyüşün etkisi büyük. Adalet kavramı salt yargılamalar, hukuksuz tutuklamalar olarak değil, iş, ekonomi olarak öne çıkıyor