'Suikast timleri'nin manşetlere çıktığı...
Suriye'de, Türkiye'nin içini de fena hâlde karıştıracak dış maceralara dönük haberlerin medyada baş köşelere oturduğu...
HDP'den sonra CHP'ye de hapishane kapılarının açıldığı...
Hatta Kemal Kılıçdaroğlu'na da, Selahattin Demirtaş gibi mahkeme ve hapishane yolunun gözüktüğü...
OHAL uzadıkça, ekonomide kırılganlık ve istikrarsızlığın artacağı...
Tayyip Erdoğan dış politikasındaki rotasızlık ve şaşkınlığın Türkiye'yi sıkıştırdıkça sıkıştırdığı...
Erdoğan'ın seçim kazanmak için sarıldığı çatışmacı ve kutuplaştırıcı yolun bir çıkmaz yol olduğunun gitgide daha iyi anlaşıldığı...
Bir lider olarak yakın çevresi dahil kimseye kulak asmayan, kimseyi dinlemeyen, kendi kendisiyle meşbu ve ben bilirimci Tayyip Erdoğan'ın, Türkiye'yi gün geçtikçe bir kaosa doğru götürdüğü gerçeğinin, görmek isteyen gözlerin önünde çırılçıplak sergilenmeye başlandığı...
Devlet dışında bir takım paramiliter örgütlerin sahneye çıktığı...
Ve Cumhuriyet'te Aydın Engin'in bu paramiliter örgütler hakkında şu satırları yazdığı:
HÖH, Halk Özel Harekâtı'nın
kısaltması. Siyasal literatürde buna paramiliter örgütlenme denir.
Devletin ordu ve polis gibi yasal
siyasal güçlerinin dışında bir örgütlenmedir.
Ankara'da bina kiralayıp alnına da koskoca bir tabela yerleştirmiş:
Halk Özel Harekâtı Ankara İl Başkanlığı.
Bizim haberciler bana bir internet
turu attırdılar.
Kaportasında nal gibi harflerle HÖH yazan otomobillerin, alacalı bulacalı gerilla üniforması giymiş HÖH'çülerin fotoğraflarını gösterdiler.
Ardından CHP İzmir milletvekili Murat Bakan'ın İçişleri Bakanı'nın cevaplaması istemiyle verdiği çarpıcı ayrıntılar içeren soru önergesini okudum.
Ve ürktüm.
Birileri iktidarı demokratik yollardan kaybederlerse, sandıktan çıkmayı başaramazlarsa, bir şeylere mi hazırlanıyor dersiniz?..
Yaşamakta olduğumuz Türkiye gitgide karanlığa gömülüyor, karamsarım.
Böyle bir Türkiye tam bir kâbus.
Böyle bir Türkiye beni ürkütüyor.
Dün Silivri'deydik.
Osman Kavala'yla dayanışma için...
Sevgili Osman'dan bir suçlu, bir darbeci çıkarılamayacağını bir kez daha haykırmak için...
Osman Kavala'yı demir parmaklık arkasına koyan iradenin demokrasiyle, hukukla ilgisi olmadığını bir defa daha vurgulamak için...
Böyle bir iradenin özgürlük düşmanlığını sergilemek için...
Bildiri yayınladık.
Osman Kavala'ya ulaştırılmak üzere bir deftere duygu ve düşüncelerimizi yazdık.
Fotoğraf çektirdik.
Yaşadığımız günler...
Evet öyle, yaşamakta olduğumuz Türkiye gitgide karanlığa gömülüyor.
Karamsarım.
Bu Türkiye daha çok acılar yaşayabilir.
Evet, bu Türkiye beni ürkütüyor.