SON DAKİKA

BAYCAN 3.ULUSLARARASI AHLAT-AVRASYA SEMPOZUYUMDA

DOĞUBAYAZIT EHMEDÊ XANî KÜLTÜR DERNEĞİ BAŞKANI GAZETECİ YAZAR CEVDET BAYCAN III.ULUSLARARASI AHLAT-AVRASYA BİLİM,KÜLTÜR VE SANAT SEMPOZYUMUNDA KARDEŞLİK,DOSTLUK,SEVGİ,GÜZELLİK VE AŞK ÜZERİNDEKİ XANî BİLDİRİSİNİ SUNDU 24 Eylül, 2014 02:28 Güncelleme: 24 Eylül, 2014 02:28 BAYCAN 3.ULUSLARARASI AHLAT-AVRASYA  SEMPOZUYUMDA

BAYCAN 3.ULUSLARARASI AHLAT-AVRASYA  SEMPOZUYUMDA

 

DOĞUBAYAZIT  EHMEDÊ  XANî KÜLTÜR DERNEĞİ BAŞKANI GAZETECİ YAZAR CEVDET BAYCAN III.ULUSLARARASI AHLAT-AVRASYA BİLİM,KÜLTÜR VE SANAT SEMPOZYUMUNDA KARDEŞLİK,DOSTLUK,SEVGİ,GÜZELLİK VE AŞK ÜZERİNDEKİ XANî BİLDİRİSİNİ SUNDU

 

Doğubayazıt Ehmedê Xanî Kültür Derneği Başkanı Gazateci-Yazar 3.Uluslararası Ahlat-Avrasya sempozyumunda sunduğu bildiri şöyle:

GÜZELLİK VE SEVGİ

Xanî'nin görüşüne göre,nasıl ki evrenin merkezi ve yaratılışın amacı insansa,yaşamın özü de sevgi;sevgidir ki yaşama besin verir; sevgisiz yaşam yavandır,anlamsızdır.Ne var ki sevgi,tek yanlı değildir;Allah,sevilenlerle sevenleri karşılıklı yaratmıştır.Gül ile bülbül,mum ile pervane,gönül çeken yarlar ile dert çeken aşıklar,hepsi yaşamın parça ve bölümleridirler;hepsi Allah tarafından yaratılmışlardır ve yaşam onlarla süslenmiştir. Xanî,ikinci bölümde bu varlıkları karşılaştırdıktan sonra Allah'a şöyle der;

“Gönüllere dolan şu aşkı,şu sevgiyi

Ve kollara zincir olan şu zülfü,şuörgüyü

Sen değil misin yaratıp karşı karşıya getiren

Ve sen değil misin birbiriyle denkleştiren!”

Öte yandan,sevgi ile güzellik birbirine bağlıdır;başka bir değişle,güzelliktir ki sevgiye temel oluşturur ve ona yol açar.Bu nedenden dolayı  da,herkesin güzelliğe gereksinmesi vardır ve her kes güzelliğe istekli olur. Xanî'nin görüşüne göre tüm insan grupları güzelliğin isteklisidirler ve güzelliğin isteklisi olmayan,yani aşık olmayan hiç kimse yoktur;başka bir değişle,güzellik öyle bir yiğit ve kahramandır ki yoksullardan zenginlere kadar, dervişlerden hocalara ve şeyhlere kadar,herkese boyun eğdirir ve herkesi teslim alır.Hatta herkesin önlerinde boyun eğdiği güç sahibi beyler bile,güzelliğe tutsak olmaktan kurtulamazlar;onlar da, güçleri ve iktidarlarıyla, taçları ve tahtlarıyla,güzelliğe tutsak olurlar ve o yiğidin önünde yenilgiye uğrarlar. Xanî, 8. Bölümün sonlarında bu durumu şöyle gözler önüne getirir:

 

“İster şeyhler,ister beyler,hocalar olsun

Ya da dervişler,zenginler,yoksullar olsun

Yoktur  güzelliğe istekli kimse

Ve yoktur kavuşmayı arzulamayan kimse”

Xanî'nin görüşüne göre,güzellik iki çeşittir.Biri,tükenmeyen ve sonu gelmeyen ebedi güzelliktir;o,manevi güzelliktir.Öbür güzellik ise,bedendeki güzelliktir;o,boş ve  yararsız bir güzelliktir.güzellik böylece iki çeşit olunca ,sevenler de iki grup olurlar;her bir grup,güzelliğin bir çeşidini ister.ne var ki hepsinin isteği aynıdır;o da”dost”tur.

 

“Kimisi tükenmez güzelliği diliyendir

Kimisi de boş ve yararsız bedeni isteyendir

Ama hepsinin amacı dosttur, o da kuşkusuz birdir

Bütün fark, beyin ile deri arasındaki fark gibidir”

Xanî, 9. Bölümün başında,güzelliği yüceltip en yüce yere ulaştırır;diğer her şeyi de onun yanında ucuz ve düşük değerli sayar.Allah   tarafından beylere ve hükümdarlara verilmiş olan şeyler,

Rom imparatorunun hazinelerinden,İskender'in aynasına Türk hakanının definelerine ve Süleyman Peygamber'in yüzüğüne dek:

“ Ne kadar fazlasıyla pahalı olsalar da onlar

Hepsi güzelliğin bir parçası bile olmazlar”

 

Xanî, güzelliğin değerini ne kadar yüceltip yüce tutarsa,sevenler arasındaki farkıda o kadar  önemser.9. bölümün sonlarında,o farkı bir kez daha gözler önüne getirir:

“Ama farklıdır aşıklar ile arzu eden hevesliler

kimisi veda olur,kimisi de yararlanmak ister

kimisi canı için ister cananı

kimisi de cananı için verir canı”

AŞK

Xanî'nin görüşüne göre aşk,insanın ahlakını  tertemiz yapar,insanı öyle bir  aşamaya ulaştırır ki,onunla insanın gönlü bir ayna gibi durulaşır,o aşamada artık ki için gönülde yer kalmaz,gönül iyilikle  ve iyilikseverlikle dolar , insan artık düşmanını bile  bağışlayıp af feder.

54.bölümde,memo'yu defnetmek için mezarlığa gidildiği ve o sırada Bekir'in cenazesi de oraya getirildiği zaman,zin bekir'in iyiliği hakkında konuşur ve Bey ile Tacdin'den, kendilerinin de Bekir hakkında iyi konuşmalarını,onu iyi bilmelerini ve anısına düşmanlık etmemelerini ister. Xanî'nin görüşüne göre zin'in o iyiliği yapması ,aşk sayesindeydi ve aşktı ki gönlünü öylesine temizlemiş,öylesine durulaştırıp aydınlatmıştı:

 

“Haşa ki aşkla pişmişlerden başka

Asla ki aşkla yanmışlardan başka

“Bir kimseye,ki bu kadar çektirmiş cefa

Bir kimse bu kadar göstersin vefa!”

Xanî 58.bölümde de,kendisinin amaç ve isteğinin ,aşkın güzelliğini göstermek olduğunu belirtmiştir:

“Ama  kendisinin bu sözlerden maksadı

Ve bu denli arayıp araştırmadan maksadı

Göstermektir aşkın güzelliğini

Ve kanıtlamaktır aşkın erdemini”

 

Acaba Xanî, aşak niçin bu kadar önem vermiştir?çünkü:

 

“Aşk,bir aynadır ki,Tanrı'yı gösterir

Ve Güneş gibidir,öylesine ışık verir”

Yalnız o kadar da değildir. Xanî'nin görüşüne göre,aşk bir kimyasal cevher gibidir ki,sahte sahte gönülleri,bakır gibi kötü alışkanlık ve nitelikleri aratıp temizler,altın suyuyla cilalayıp parlatır:

 

“ey en yakın yolun yolcusu,yol alanı

Gafil olma,aşkın gerçek olanı

Güzel bir cevherdir,kimyadır türü

Kadrini bil onun,yücedir değeri

Bakır gibi  ve cilasız olan huylar,nitelikler

Ve kalp olan ya da kalaylı olan gönüller

Bu cevherdir ki onları altın suyuyla parlatır

Bu ciladır ki onları cilalayıp arıtır”

O cevherden nasipsiz olanlar da var mı acaba?

“hiç kimse yok aşktan etkilenmeyen

Meğer ki habersiz ola o,zevkten”

 

 

 

DOĞRULUK VE DÜRÜSTLÜK

 

“Mem û Zin”de birçok ahlaki öğütler de vardır.Denilebilir ki o öğütlerin başında doğruluk ve dürüstlüğün önemi gelir . Xanî, doğruluk  ve dürüstlüğün önemini göstermek için,Memo ile tacdin arasındaki ilişkileri örnek olarak göstermiştir.10.bölümde,onları tanıtıp tasvir ettiği zaman,onların candan ve dürüstlüğün  arkadaşlıktaki önemini göstermek için şöyle demiştir:

 

“Gerek dostluk ve ahbaplık,gerek kardeşlik

Olmaz boş lafla,kabul etmez ikiyüzlülük

 

Dostluk kolay değildir,cafadır

Dostluktan maksat ise,vafadır

 

Sonunda göstermeyeceksen  eğer o vefayı

Başlangıçta göze alma sakın o cefayı”

24.bölümde,Tacdin'in gelin odasına,yani sıti'nin odasına gittiği anlatılırken,Kürd geleneklerine  göre Memo'nun da kendisiyle birlikte evinin kapısına kadar gidip,orada evinin kapısı önünde nöbet beklediği bildirilmiştir:

“Memo.gam ve sevinç dostu o zavallı

Onunla arkadaş oldu,hem de silahlı

 

Gönlü gönlündeydi,eli elindeydi

Nöbetçi oldu kapıda,kılıç belindeydi

Tacdin o şekilde  gitti saraya

Memo kapıda kaldı,başladı duaya”

 

25. bölümün sonunda,tacdin'in bir hafta içeride kaldığı ve sekizinci gün  çıktığı,memo'nun da  o zamana kadar nöbetçi olarak beklediği belirtilmiştir:

 

“Memo hala öyle kapının önündeydi

Ve başı da hep taşın üstündeydi”

Xanî,Memo'nun o nöbet bekleyişini ve tacdin içerden çıktığı zaman memo'nun çok sevindiğini anlattıktan sonra ,sözünü yine doğruluk ve dürüstlüğün  arkadaşlık  ve dostluktaki önemine getirmiştir:

 

“Bir dostun olursa eğer,işte böyle olmalı

Böyle olmazsa eğer,hiç de olmamalı

Seninle uzlaşıp birlik olan bir dosta

Yüz hain ve ikiyüzlü akraba

 

Kurban et,hiç de'yazık'demeden

Vefasız olan akrabaları ne'ylersin  sen!”

 

Görüldüğü gibi, Xanî,doğru ve dürüst olan dostları,dürüst olmayan ikiyüzlü akrabalara tercih etmiştir.acaba niçin?çünkü :

 

“Senin dostun kardeştir senin için

Ve hem göz,hem de çıradır senin için “

 

Memo  ile Tecdin'in dostluğundaki doğruluk ve dürüstlük,Memo'nun nöbetçiliğiyle kalmamıştır;o dostluk sürüp gitmiş  ve gerektiğinde Tacdin' fedakarlıktan çekinmemiş ve Memo ile Zin'i güç durumdan kurtarmak için,evini ateşe verip yakmakta hiç tereddüt etmemiştir. , Xanî,41.bölümde o olayı o fedakarlığı anlatmış,sanrada şöyle demiştir.

 

“Ev eşyasını,güzel şeylerini ve defineleri

Mal-mülkünü,mücevherlerini ve hazinelerini

Kardeşinin uğrunda yakıverdi toptan

Adının iyilikle anıması bundandır bundan”

Xanî  Tacdin'in o fedakarlığını anlattıktan sonra,mal sevgisine kapılmanın  fenalığı konusunda daçok değerli bir öğüt yazmıştır.O öğütten birkaç dizesi şöyledir:

“Mal sevgisine kapılma,ey adı çıkmış iyiye

Onun sevgisi,insanın adını çıkarır kötüye

Sakın ha, malın bekçisi olmayasın sen

Çünkü varisler  alacaklar onun elinden

Senin için zahmetli bir yüktür onu toplamak”

Kaynak:M.Emin Bozatslan- Mem û Zin

 

 

 

 


Yorum Ekle