Sivil Toplum kuruluşlarının amacı bilinç içinde hak ve hukukunu korumaktır. Birde topluma misyonuna uygun hizmet vermektir. Bizim dernekte bugün kuruluş amacını ve misyonunu sürdürmek amacındadır.
Bakın geçmiş tarihte Bayazıt Sancak beyliği yani şimdi ki eyalet kadar büyük yüz ölçümüne sahipti. Sınırları Erzurum, Kars, Van ve Ardahan'a dayanıyordu. Sebepsiz bir biçimde Bayazıt Sancak beyliği Bayazıt'ın elinden alınıp Çıldır Beyliğine bağlandı. Haksız bir uygulama oluştu. Bunun da bir öyküsü var. Kısaca anlatayım.
O zamanın İran Sefiri İstanbul'a gitmek üzere yola çıkar. Yolda Bayazıt Sancak Beyliğine uğrar. İki gün o zamanın Veziri Azamı İshak Paşa'nın konuğu olur. Tabi ki İshak Paşa konuk severliğini gösterir. Sefire sarayın hazinelerini açar, ziyafet verir. Şenlikler düzenler. Sefirin bu şaşaadan gözleri kamaşır. İstanbul'a vardığında O zamanın Osmanlı Padişahı 3. Selim'e der ki; Paşam ishak paşa kulunuzun gözü herhalde sizin tahtınızda. Çünkü Sarayı sizin sarayınızdan daha büyük, Doğu Anadolu'nun tüm vergilerini topluyor hazineleri daha çok askeri sizin askerinizden daha fazla sizi hasat eder. deyince o aralar İshak Paşa hakkında pek iyi şeyler söylenmiyordu Padişah'ın kulağına. 3.Selim araştırma yapma gereği dahi görmeden Bayazıt Sancak Beyliğini Ardahan'da bulunan Çıldır Sancak Beyliğine bağlayacak. Bayazıt'ı da sade bir vilayet olarak varlığını sürdürecektir.
Bayazıt'ın vilayet olarak varlığı 1927 yılına kadar sürecektir.
Çünkü o zamanın arsa spekülatörleri şahsi çıkarlarına maruz kalmış, bu seferde vilayet hakkı gasp edilmişti. Ve Bayazıt halkının hiç hak etmediği bir süreç başlamıştı. Bu süreç halen de devam etmektedir. Atalarımıza ve dedelerimize yapılan bu haksızlığı şimdiki nesile de aynı haksızlık devam ettirilmektedir.
Bunun içinde biz bu haksızlığa karşı olabilmek için Vilayetimizi Geri İstiyoruz Derneğini kurduk. Bu yolda halkımızı sağduyuya çağırıyor bizi desteklemesini istiyoruz.
Bu bütün Doğubayazıt halkı için bir haktır. Bunun mücadelesini biz veriyorsak halkımızın da bize desteklerini esirgememesi lazımdır.
Bugüne kadar derneğimizin yapmış olduğu faaliyetleri kısaca anlatmak istiyorum;
Tüm Sivil Toplum Kuruluşlarının imza ve kaşe desteklerini alıp Cumhurbaşkanı, Başbakan, İçişleri Bakanlığı, TBMM Başkanlığı, Mecliste grubu bulunan tüm parti liderlerine gönderilmesi; Ağrı Dağı'na teleferik projesinin önerisi, aynı zamanda Ağrı Dağı eteğin büyük bir hayvanat bahçesinin yapılması önerisi, Meteor Çukurunun temizlenip turizme kazandırılması, Nuh'un Gemisinin ciddi olarak araştırılmasının önerisi vb. birçok önerilerle gayretlerimizi sürdürmekteyiz.
Bunun için de halkımızdan kamuoyu oluşturma bilincine kavuşmasını istiyoruz.
Bir konuya daha değinmeden geçemeyeceğim; geçen Cuma Cumhurbaşkanımız Doğubayazıt'a gelmiş olup tarihi İshak Paşa Sarayı'nı ziyaret ettiler.
Aynı günde Iğdır'a geçmişti. Dernek adına Cumhurbaşkanımızı karşılamak amaçlı yönetim kurulu üyelerimizle yola çıktık. Ama daha Doğubayazıt'tan çıkmadan güvenlik engeline takıldık.
Derneğimizin adına Cumhurbaşkanımızı karşılamaya gideceğimizi söyledik ise de dinleyen ve anlayan olmadı. Bizim amacımız dernek adına iki adet pankartı tanıtmaktı. Birinde ESKİ VİLAYETİMİZE HOŞGELDİNİZ SAYIN CUMHURBAŞKANIM yazılıydı diğeri ise VİLAYETİMİZİ GERİ İSTİYORUZ pankartıydı.
Bu pankartı Cumhurbaşkanımız görmedi ama polislerimiz gördü. Ama yine de anlaşılmayan bir sebepten dolayı geçmemize engel oldular.
Allah aşkına size soruyorum. Cumhurbaşkanı ve halk arasında bu yasakçı zihniyet niye? Neden güvenlik bu kadar abartılıyor.
Neden Cumhurbaşkanı halkıyla teması engelleniyor. Herhalde Cumhurbaşkanı bunu duysa eminim çok üzülecektir.