SON DAKİKA

Başbakan konuşurken 'Mücahit Erdoğan' sesleri!

30 Eylül, 2012 09:56 Güncelleme: 30 Eylül, 2012 09:56  Başbakan konuşurken 'Mücahit Erdoğan' sesleri!

Başbakan Erdoğan, yaklaşık 2.5 saat süren Ak Parti Kongresi'ndeki konuşmasına Sezai Karakoç'un 'Sürgün Ülkeden Başkentler Başkentine' şiiri ile başladı. Şiir birçok partiliyi gözyaşına boğdu. Erdoğan, kongreye gelen liderlere teşekkür konuşması yaparken en çok alkışı Hamas lideri Halid Meşal aldı. Salon 'Mücahit Erdoğan' sesleriyle inledi

 

rdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle; 

"Bize böyle yol arkadaşları nasip ettiği için Rabbime sonsuz hamdediyorum. Bu salonda Türkiye var, salonun dışında Türkiye var. Tüm renkleri, tüm çiçekleri ile bu salonda 75 milyon var.  Bu salondaOrtadoğu , Balkanlar, Avrupa, Asya ve Afrikavar. Dünyanın kalbi bu genel kurulda atıyor. İnsanlığın kalbi bu salonda atıyor.

 

SURİYELİ KAHRAMANLARI SELAMLIYORUM

 

Suriye'nin bütün kahramanlarını saygıyla selamlıyorum. Kudüs'ü hasretle selamlıyorum. Mekke, Medine'yi hürmetle selamlıyorum.  Kadın kollarımız kapı kapı dolaştılar. Onun için onlara özellikle şükranlarımı sunuyorum. Bu hareket en çok gençlerin omuzlarınızda yükseldi. Dava taşını gediğine sizler koydunuz. Umudumuz olan gençler bugün sizleri samimiyetle selamlıyorum.  Sınır karakollarında gözünü değil, gönlünü namlunun ucuna koyarak nöbet bekleyen askerimizi, polisimizi özellikle selamlıyorum.

 

ŞEHİTLERİMİZİ MAHCUP ETMEYECEĞİZ 


Şehitlerimizin hatırasını asla yere düşürmeyeceğiz. Şehitlerimiz karşısında asla mahcup olmayacağız. Onlardan aldığımız emaneti, namusumuz, onurumuz ve şerefimiz bilecek, vatan için, millet için çalışmaya devam edeceğiz.

 

YOLUMUZ ERBAKAN'IN YOLU 


Bu çınarın altında ayrımcılık, zulüm, baskı ötekileştirme yoktur. Süleymaniye, Selimiye ve Mostar vardır. Medeniyet çınarı budur. Bizim yolumuz sevginin yoludur. Bizim yolumuz Sultan Alparslan'ın, Melikşah'ın, Kılıçarslan'ın yoludur. Bizim yolumuz Osman Gazi'nin, Fatih Sultan Mehmed'in, Sultan Süleyman'ın, Yavuz Sultan Selim'in yoludur. Bizim yolumuz Gazi Mustafa Kemal'in, merhum Adnan Menderes 'in, merhumTurgut Özal 'ın, merhum Necmettin Erbakan'ın yoludur. 


HEDEF 2071 


Ne diyoruz 'Büyük millet, büyük güç, hedef 2023' Ama bugün buradan bir şey daha hatırlatıyorum. O günleri bizler göremeyeceğiz. Kuvvet, kudret sahibi Allah'tır. Ama 2023 hedefinden sonra inşallah Cumhuriyetimizin 100. yılının dışında bir hedefimiz daha var. O da kuruluşun bininci yılı olacak. Hedef 2071. Nereden geldiğimizi unutmadık. Nereye yürüdüğümüzü de bir an olsun hatıramızdan çıkarmıyoruz. Seçimlerde elde ettiğimiz zafer, AK Parti 'nin değil; milletin, yoksulların, gariplerin başarısıdır. AK Parti sadece bize oy verenlerin partisi değil. Sadece bizi seçenlerin iktidarı olmadık, bundan sonra da olmayacağız. Biz, Türkiye partisidir. 75 milyonun partisiyiz. 


10 YIL BOYUNCA KİMSENİN HAYATINA KARIŞMADIK 


On yıl boyunca kimsenin hayatına karışmadık. Herkesin hayat tarzına saygı duyduk, garanti altına aldık. Her türlü ayrımcılığı reddeden, 75 milyonu kucaklayan bir anlayışla yola çıktık.Anadolu 'da ayağında çarığı olmayan çocukların gözler ışığı gördük. 


CHP DARBELERİN İÇİNDE 


Ana muhalefet partisi darbelerin ya fiilen ya fikren içindedir. Ana muhalefet partisinin içinde olmadığı hiçbir darbe yoktur.Kimsenin yaşam tarzına müdahale etmedik, bundan sonra da etmeyeceğiz. Çoğunluğun azınlığa hükmetmesine karşı çıktık. Azınlığın da çoğunluğa hükmetmesine karşıyız. 


'BU YOLA KEFENİMİZİ GİYEREK ÇIKTIK' 


Milletin kutsallarına karşı aleni bir savaş yürütüldü. Bu ülkede camilerin kapılarına kilit vuruldu. Şu andaki CHP 'Siz de akıbetimizin Adnan Menderes gibi olmasını mı istiyorsunuz?' dedi. Biz Menderes'le başlayan değerlerle siyaset yapıyoruz. Biz Menderes ile başlayan, milleti, milletin değerlerini esas alan bu anlayışla siyaset yapıyoruz. Bunun için kendimize 'muhafazakar demokrat' dedik. Kendimizi böyle tanımladık 
Biz kefenimizi giyerek bu yola çıktık. Turgut Özal'ın dediği gibi 'Allah'ın verdiği canı sadece Allah alır' diyerek yola çıktık. Çetelerden korkmadık, tehditlerden korkmadık. 


'KİMSE ARTIK İŞKENCE YAPAMAZ' 


Bu ülkede artık hiçkimse sırtını devlete dayayıp işkence yapamaz. Faili meçhullerin üzerini örtemez. Hakkı, hukuku çiğneyemez. Kur'an öğrenmenin yolunu tekrar açtık. Başörtülü kızlarımızın özgürce eğitim görmesinin önünü açtık. 


'ASALAKLARLA MÜCADALE EDİYORUZ' 


Karanlık senaryolara karşı bu milletinin enerjisini tüketen asalaklarla mücadele ettik, ediyoruz. Gençler siz de bizim gibi demokrasi dışı müdahalelere izin vermeyeceksiniz. Milli iradeyi canınız pahasına koruyacaksınız. Bu ülkelere darbeler dönemi geri gelmeyecektir. Demokrasiye müdahale eden herkes er geç milletin mahkemesine çıkıp hesap verecektir. 


AŞIK VEYSEL SÜRPRİZİ 


(Erdoğan, Aşık Veysel'in 'Uzun İnce Bir Yoldayım' türküsünün sözlerini okudu. Salonda Aşık Veysel'in sesinden bu türkü çalındı)



İSRAİL ÖZÜR DİLEMEDİKÇE 


Türkiye dünya genelinde ihtiyaç duyan her ülkeye yardım götürmenin gayreti içindedir. 9 Türk'ü şehit eden İsrail bizden özür dilemedikçe, şehitlerimize tazminat ödemedikçe, Filistinüzerindeki ablukayı kaldırmadıkça ilişkilerimizi asla gözden geçirmeyeceğiz.


'İSLAMAFOBİ İNSANLIK SUÇUDUR' 


Nefret suçları ile ırkçılıkla, en etkili şekilde mücadele etmeye devam edeceğiz. İslamofobi bir insanlık suçudur. Müslümanlara Müslümanların değerlerine yapılan alçakça saldırıları nefretle kınıyoruz. 


'ZALİMİN YANINDA OLANLARI TARİH AFFETMEYECEK' 


Suriye'de zalim bir iktidar var. 30 bin aşkın insan bu zalim rejim tarafından öldürüldü. Rusyaİran ve Çin'e sesleniyorum; Suriye'de zalim rejimin yanında onları tarih affetmeyecektir. Kendi başbakanına 'hain' damgası vuranlarla daha nereye gidebiliriz? Ben bunu tazminata mahkum etmekten bıkmadım, bıkmayacağım. 


'IMF'YE 5 MİLYAR DOLAR BORÇ VERECEĞİZ' 


Büyüme oranlarında hedefi vuracağız. Faizle zulmeden onlar, şimdi bu zulüm yok. IMF'ye borcu Nisan'da sıfırlıyoruz. IMF'ye 5 milyar dolar borç vereceğiz. Türkiye ekonomisini güven ve istikrar ile bu noktaya getirdik. Kadro tahsisinde en fazla sayıyı öğretmenlere veriyoruz, vermeye devam edeceğiz. 


YASSIADA PROJESİ 


Artık Yassıada'yı yaslı ada olmaktan çıkarıp, demokrasi ve özgürlük adası yapacağız. 


ANAYASADA MASADAN KALKMAYACAĞIZ 


Yepyeni bir anayasa şiddetle ihtiyacımız var. Hangi parti bu işi halletmeye varsa, biz onlarla buluşur, azami müşterekleri belirleriz. Biz masadan çekilen olmayacağız. 


29 BÜYÜKŞEHİR 


16 büyükşehir sayısını 29'a çıkarmak için düzenleme yapacağız. 


'BU BİR VEDA DEĞİL' 


13 yıl önce cezaevine girerken evimin önünde yaptığım konuşmada bunun veda olmadığını söyledim. Bunun bir es olduğunu söyledim. Cezaevindeki molanın ardından barış,hürriyet için mücadele verdik. Biz, 'Koltuğa yapışanlardan olmayacağız' dedik. Bu bir veda değil, bir estir, duraktır. Yorgunluğun, dinlenmenin molası değil. Bu bir sözün, bir vaadin yerine getirilmesidir. Bu molada yine milletin hizmetinde olacağız. Partim bana ve arkadaşlarıma hangi görevi verirse yerine getirmeye çalışacağız. 


'AİLEM BENİ AFFETSİN, ONLARI İHMAL ETTİM' 


Ailem, eşim ve çocuklarım beni affetsin. En önce anlardan helallik istiyorum. Millete hizmet uğruna onları ihmal ettiğim dönemler oldu. Annem geceleri bizi bekler, biz duvarlara afişler asardık. 


'MANŞETLERE ŞERBETLİYİZ' 


Bu dönem de millete hizmete devam edeceğim, ardından kenara çekilip başka görevler üstleneceğiz. Kimse endişe etmesin, bu dava yerde kalmaz. Bu harekete kendini adayacak birçok arkadaşımız var. Bu davada nifak olmaz, olmamalıdır. Biz manşetlere karşı şerbetliyiz, manşetlere çarpışarak bugünlere geldik. Benim için 'Muhtar bile olamaz' dediler. Onların nasıl bir hesabı varsa, milletin de Allah'ın da bir hesabı vardır. Şahıslar gelip geçicidir, kalıcı olan geride bırakılan eserlerdir. Omurga korunuyor, hücreler tazeleniyor. Son kez genel başkanlığa aday oluyorum. 


PARTİLİLERDEN HELLALİK İSTEDİ 


Partim ne derse onu yapacağım. Sonra başka görevlerde başka alanlarda inşallah yine birlikte olacağız. Tüm teşkilatımdan helallik istiyorum. Hakkımı helal ediyorum. Hepinizi Allah'a emanet ediyorum. Allah yar ve yardımcımız olsun."

 

 

KARAKOÇ'UN ŞİİRİ



Sezai Karakoç'un 'Sürgün Ülkeden Başkentler Başkentine' şiiri şöyle: 

Gelin gülle başlayalım atalara uyarak 
Baharı koklayarak girelim kelimeler ülkesine 
Bir anda yükselen bir bülbül sesi 
-Erken erken karlar ortasında 
Güneş dönmüş ışık saçan bir yumurta- 
Bana geri getirir eski günleri 
...Paslanmış demir bir kapı açılır 
Küf tutmuş kilitler gıcırdarken 
Ta karanlıklar içinde birden 
Bir türkü gibi yükselirsin sen 
Fısıldarım sana yıllarca içimde biriken 
Söyleyemediğim ateşten kelimeleri 
Şuuraltım patlamış bir bomba gibi 
Saçar ortalığa zamanın 
Ağaran saçın toz toprağını 
Bana ne Paris'ten 
Newyork 'tan Londra 'dan 
Moskova 'dan Pekin'den 
Senin yanında 
Bütün türedi uygarlıklar umurumda mı 
Sen bir uygarlık oldun bir ömür boyu 
Geceme gündüzüme 
Gözlerin 
Lale Devrinden bir pencere 
Ellerin 
Baki'den Nefi'den Şeyh Galib'den 
Kucağıma dökülen 
Altın leylak 

III 

Ölüler gelmiş çitlembikler sarmaşıklarla 
Tırmanmışlar surlarıma burçlarıma 
Kimi ırmaklardan yansıma 
Kimi kayalardan kırpılma 
Kimi öteki dünyadan bir çarpılma 
İçi ölümle dolu 
Dönen bir huni 
Doğarken güneş 
Kesilmiş ölü yüzlerden 
Bir mozayik minyatürlerden 
Dokunur tenimize 
Soğuk bir azrail ürpertisiyle ay 
Ve birden senin sesin gelir dört yandan 
Menekşe kokulu sütunlardan 
Komşu dağlardaki nergislerden leylaklardan 
Gözlerine ait belgeler sunulur 
Ey aşkın kutlu kitabı 
Uçarı hayallere yataklık eden 
Peri bacalarının yasağı 
Gönlümün celladı acı mezmur 
Bana bıraktığın yazıt bu mudur 
Ölüm geldi bana düğün armağanın gibi 
Senden bir gök 
Senden yıldızlar ördüler 
Ateş böcekleri 
O gece dört yanıma 
Ey bitmeyen kalbimin samanyolu destanı 
Sen bir anne gibi tuttun ufukları 
Ve çocuklar gülle anne arasında 
Seninle güller arasında 
Tuhaf bir ışık bulup eridiler 
Çocuklar dağ hücrelerinde erdiler 
Aramızdaki sırra 
Bir de ay ışığında büyüyen fısıltılar 
Gençlik monologları 
Seni alıp kaybolmuş zamanın çağıltısından 
Bana getiren 
Yasamız vardı 
Öfkeyle yazardın sen bir yüzüne 
Ölür ölür okurdum öbür yüzünde ben 

IV 

Senin kalbinden sürgün oldum ilkin 
Bütün sürgünlüklerim bir bakıma bu sürgünün bir süreği 
Bütün törenlerin şölenlerin ayinlerin yortuların dışında 
Sana geldim ayaklarına kapanmaya geldim 
Af dilemeye geldim affa layık olmasam da 
Uzatma dünya sürgünümü benim 
Güneşi bahardan koparıp 
Aşkın bu en onulmazından koparıp 
Bir tuz bulutu gibi 
Savuran yüreğime 
Ah uzatma dünya sürgünümü benim 
Nice yorulduğum ayakkabılarımdan değil 
Ayaklarımdan belli 
Lambalar eğri 
Aynalar akrep meleği 
Zaman çarpılmış atın son hayali 
Ev miras değil mirasın hayaleti 
Ey gönlümün doğurduğu 
Büyüttüğü emzirdiği 
Kuş tüyünden 
Ve kuş sütünden 
Geceler ve gündüzlerde 
İnsanlığa anıt gibi yükselttiği 
Sevgili 
En sevgili 
Ey sevgili 
Uzatma dünya sürgünümü benim 

Bütün şiirlerde söylediğim sensin 
Suna dedimse sen Leyla dedimse sensin 
Seni saklamak için görüntülerinden faydalandım Salome'nin Belkıs'ın 
Boşunaydı saklamaya çalışmam öylesine aşikarsın bellisin 
Kuşlar uçar senin gönlünü taklit için 
Ellerinden devşirir bahar çiçeklerini 
Deniz gözlerinden alır sonsuzluğun haberini 
Ey gönüllerin en yumuşağı en derini 
Sevgili 
En sevgili 
Ey sevgili 
Uzatma dünya sürgünümü benim 

Yıllar geçti saban olumsuz iz bıraktı toprakta 
Yıldızlara uzanıp hep seni sordum gece yarılarında 
Çatı katlarında bodrum katlarında 
Gölgendi gecemi aydınlatan eşsiz lamba 
Hep Kanlıca'da Emirgan'da 
Kandilli'nin kurşuni şafaklarında 
Seninle söyleşip durdum bir ömrün baharında yazında 
Şimdi onun birdenbire gelen sonbaharında 
Sana geldim ayaklarına kapanmaya geldim 
Af dilemeye geldim affa layık olmasam da 
Ey çağdaş Kudüs (Meryem) 
Ey sırrını gönlünde taşıyan Mısır (Züleyha) 
Ey ipeklere yumuşaklık bağışlayan merhametin kalbi 
Sevgili 
En sevgili 
Ey sevgili 
Uzatma dünya sürgünümü benim 

Dağların yıkılışını gördüm bir Venüs bardağında 
Köle gibi satıldım pazarlar pazarında 
Güneşin sarardığını gördüm Konstantin duvarında 
Senin hayallerinle yandım düşlerin civarında 
Gölgendi yansıyıp duran bengisu pınarında 
Ölüm düşüncesinin beni sardığı şu anda 
Verilmemiş hesapların korkusuyla 
Sana geldim ayaklarına kapanmaya geldim 
Af dilemeye geldim affa layık olmasam da 
Sevgili 
En sevgili 
Ey sevgili 
Uzatma dünya sürgünümü benim 

Ülkendeki kuşlardan ne haber vardır 
Mezarlardan bile yükselen bir bahar vardır 
Aşk celladından ne çıkar madem ki yar vardır 
Yoktan da vardan da ötede bir Var vardır 
Hep suç bende değil beni yakıp yıkan bir nazar vardır 
O şarkıya özenip söylenecek mısralar vardır 
Sakın kader deme kaderin üstünde bir kader vardır 
Ne yapsalar boş göklerden gelen bir karar vardır 
Gün batsa ne olur geceyi onaran bir mimar vardır 
Yanmışsam külümden yapılan bir hisar vardır 
Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır 
Sırların sırrına ermek için sende anahtar vardır 
Göğsünde sürgününü geri çağıran bir damar vardır 
Senden ümit kesmem kalbinde merhamet adlı bir çınar vardır 
Sevgili 
En sevgili 
Ey sevgili

Redikal

Yorum Ekle