Diyarbakır'daki Nevruz kutlamasında Öcalan'ın 5 sayfalık mesajını BDP'li Sırrı Süreyya Önder ve Pervin Buldan Türkçe ve Kürtçe okudu. Öcalan, PKK'ya "silahlar sussun, siyasi çözüm başlasın'' çağrısı yaptı.
Diyarbakır'da bunlar yaşanırken MHP'liler Meclis sıralarına Türk bayrağıyla gelmiş eylem yapıyorlardı. Gözler muhalefetten gelecek açıklamalara çevrildi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Diyarbakır'daki Nevruz kutlamalarındaokunan Abdullah Öcalan'ın mesajı ile ilgili yazılı bir açıklama yaptı. Zehir zemberek açıklamalarda bulunan Bahçeli, "Türkiye'nin içine çekildiği bunalım, buhran ve bühtanla dolu çözülme süreci bugün tam bir şova ve meydan okumaya dönüşmüştür" dedi.
CHP'den ise ilk tepki CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin'den geldi. Diyarbakır'daki Nevruz kutlamalarında okunan Abdullah Öcalan'ın mesajınailişkin, "Başbakan ne diyecek, biz onu bekliyoruz" dedi. Öcalan'ın mesajını değerlendiren Tekin, "Bizim muhatabımız hükümettir. Masanın bir tarafı konuştu, mesajlarını verdi. İktidar, Başbakan ne diyecek onu bekliyoruz"dedi.
CHP kaynaklarından edinilen bilgiye göre Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, Öcalan'ın mesajını tv kanallarından izlemedi. O saatlerde partisinin Gençlik Kolları ile toplantı halinde olan Kılıçdaroğlu'na, bu toplantısı sonrasındadanışmanları tarafından Öcalan'ın mesajına ilişkin detaylı bilgi verildi.
Bahçeli ise zehir zemberek bir açıklama yaptı.. İşte Bahçeli'nin açıklamaları
"Türkiye'nin içine çekildiği bunalım, buhran ve bühtanla dolu çözülme süreci bugün tam bir şova ve meydan okumaya dönüşmüştür. Nevruz Bayramı'nı necaset emellerine alet etmeye çalışan bedbahtlar, kontrolden çıkmışlar ve Türk milletine açıkça gözdağı vermişlerdir.
Dahası, AKP hükümetinin bölücü teröre bahşettiği mükâfat ve ödünler Türkiye'yi parçalanmanın ve bölünmenin sınırına kadar getirmiştir.
Tüm gelişmeler süreç isimli ihanet, çözülme ve çöküş planının hükümet vePKK'yla birlikte, karşılıklı paslaşma ve uyum içinde yürütüldüğüne işaret etmektedir. Bugün Diyarbakır, Başbakan ve hükümetinin bölücülere sağladığı geniş imkânlara tartışmasız şekilde sahne olmuş ve neticede millet varlığı kuru tehditlere muhatap kalmıştır. Türk bayrağının hiçbir yerde asılmadığı bu ortam içinde, İmralı canisinin posterleri taşınmış, Kürdistan çağrıları her tarafı sarmış ve hainlikler kara bulut gibi mübarek vatanımızda dolaşmıştır.
İmralı'da yatan teröristbaşının, Başbakan'la aynı ağız ve üslupla bütünleştiği, benzer hedeflere yöneldiği ve müşterek ihanet komisyonunun düşüncelerinidillendirdiği yeniden, bir kez daha ayan beyan ortaya çıkmıştır. Bu gerçekler ışığında, Türk milleti bugünü hayatı boyunca unutmayacak, meydanlardan dillendirilen bölünme şifrelerini ve bölücü simaları kesinlikle affetmeyecektir.
Şurası açıktır ki, İmralı canisinin çürümüş sözlerine derin anlamlar yükleyen gafiller, televizyonlarda boy boy yorumlar yapan işbirlikçiler, Türkiye'yi masada teslim etmek için her kirli ve karanlık oyundan medet umar hale gelmiş ve buna da payanda olmuşlardır. PKK terör örgütünün silahla başaramadığı, saldırı ve şiddetle yapamadığı ne varsa hükümet tarafından peşkeş çekilmiş,teröristlere gözü kapalı bir biçimde vaat edilmiştir.
Terör örgütünün döktüğü kanlardan, neden olduğu yıkım ve tahribatlardan en ufak bir pişmanlık emaresi duymayan canibaşının, terörist saldırıları zımnenöverek kanlı sicillerinin doğru olduğuna göndermede bulunması edepsizliğin, ahlaksızlığın ve seviyesizliğin içine battığını tekraren tescillemiştir. Görülmektedir ki, bölücü eşkıyanın kanlı fermanı, İmralı canisinin ölüm mürekkebiyle yazdığı zırvaları, AKP hükümetinin tüm politika ve kararlarına nüfuz etmiş ve güdümüne almıştır.
İşin ayrı bir hüsran verici boyutu da, Başbakan'ın teröristbaşınımeşrulaştırması ve sözde liderliğini kuru bir kalabalığa onaylatmasıolmuştur. Başbakan Erdoğan PKK'ya refakat etmiş, İmralı canisinin manen elinden tutmuş ve düşüncelerini doğruca bölücülerin huzuruna çıkararak alkışlatmış ve onaylatmıştır.
Bugünkü tablo içinde; Güvenlik güçlerimizin şehit ve gazi verme pahasına gerçekleştirdiği terörle mücadele siyasi zeminde alt üst edilmiş ve çiğnenmiştir.
Başbakan ve hükümeti, Türk milletine düşmanlık yaparak stratejik amaçlarına ulaşmaya çalışan PKK nifakını legalleştirmiş ve siyasallaşmasına zemin açmıştır.
Hepsinden de vahimi, Türkiye ve Türk milletinin kaderi müebbet hapis cezası alan bir katilin insaf ve inisiyatifine terk edilmiştir.
Kabul edilmelidir ki, çözüm süreci denilen namert ve nankör adımlar sayesinde psikolojik üstünlük PKK ve canibaşına geçmiştir. Bölücü terör ve elabaşısı Başbakan ve hükümetinin kafasına çözüm çuvalını geçirmiş ve deyim yerindeyse rehin almıştır. Şehitlerimizin, gazilerimizin hakkı, gözü yaşlı ve iç çeken ailelerinin ah ve bedduaları hem haramzade AKP'nin, hem de müzakere ortağı cinayet örgütü PKK'nın üzerine olacağı gün gibi ortaya çıkmıştır. Artık hükümet milli iradenin değil, İmralı canisi ve Kandil'deki militanların temsilciliğine ve sözcülüğüne hayâsızca talip olmuştur.
Bebekleri tabuta koyan, vatan evlatlarını bir bir katleden ve Türk milletininyıllarca canına, varlığına ve her türlü hayat hakkına alçakça suikastlardüzenleyen bir caniye umut bağlanması, mesajlarından iyi niyetli sonuçlar çıkarılması saflık, ahmaklık, densizlik ve ileri düzeyde şeref noksanlığı olarak değerlendirilmelidir.
AKP hükümeti, terörist Öcalan'ı meşru bir aktörmüş gibi kabul etmesinin cevabını, PKK'nın karşısında diz çöken ve tamamıyla iradesini devreden tutumunun karşılığını mutlaka görecektir.
Türk milleti AKP, BDP, PKK ve İmralı canisine dur diyecek ve milli vicdan hepsini yerlerde sürüyecek ve hak ettikleri karanlık çukura gömecektir. Aziz milletimiz 23 Mart 2013 günü Bursa'da düzenleyeceğimiz Kuruluş Mitingi'nde kaderine ve varlığına destek verecek, meydanın boş olmadığını dosta da düşmana da açıkça gösterecektir. Türk milletinin yalnız ve sahipsiz olmadığını herkes bir kez daha anlayacak, bölücülükten, ayrımcılıktan şuurları kapananlar sinecek delik arayacaktır. Allah büyüktür ve bilinmelidir ki, Türk milletinin birliği ve varlığı ilelebet baki kalacaktır."