SON DAKİKA

ARAŞTIRMACI-YAZAR VEYSEL ÇAMLIBEL'LE SÖYLEŞİ

ARAŞTIRMACI-YAZAR VEYSEL ÇAMLIBEL'LE SÖYLEŞİ 10 Eylül, 2013 03:02 Güncelleme: 10 Eylül, 2013 03:02 ARAŞTIRMACI-YAZAR VEYSEL ÇAMLIBEL'LE SÖYLEŞİ

ROPORTAJ

Doğubayazıt Halkın Sesinden Ozan Baycan'ın Araştırmacı-Yazar  Veysel Çamlıbel ile yaptığı roportaj

 

-  Gençlik dünyanın her yerinde geleceği ifade eder. Uyuşturucu kullanma alışkanlıkları gençliği, aileleri tehdit ediyor.  Küçük yaşlara doğru indiğini telaşla duyuyorum. Satıcılara torbacı deniliyor, ekmek peynir gibi açıktan satıldığını çokça duyuyorum. Fuhuşa teşvik, fuhuşla mücadele de çok önemli bir başka konu. Bunlar toplumsal çöküntü, çürüme demektir… Buna müdahale, bu acımasız çürümeyi önleme devletin görevi, ilgili mercilerin görevi…


- Toplum bu gibi felaketleri önlemeyi bizzat kendisi ele almalı. Bununla etkin mücadele için tedbirler almalı, mücadele için gönüllü insanlar çıkmalı, inisiyatifler oluşturmalı. Aileler çocuklarına karşı daha duyarlı olmalı… Bu duyarlılığı her şeyden çok bizzat gençler, inisiyatif sahibi guruplar kurup başarabilir.

 

  • Veysel Çamlıbel İzmir'de yaşıyor, Memleketiyle bağlarını koruyor. Bu nasıl bir bağlılık?

 

 

- Bu bağlılık sıcak, içten bir sevgiye dayanıyor. Köklerine, geçmişine, bunun üzerinden geleceğine sıkı sıkıya bağlı biriyim. Öyle bir toplumsal iklimde, duyarlı bir ailede büyüdüm ben. Toplumcu, insan ve doğasever, barışsever bir insanım bildim bileli.

 

  • Araştıran birisiniz, yazarsınız. Önemli toplumsal, siyasal makalelerinizin, kitaplarınızın tanığıyız. Onları ilgiyle okuyoruz. Bu nasıl oldu, yazarlık yeteneklerinizi nasıl edindiniz?

 

- Bunun nedeninin bir bölümü sürgün gören bir ailenin mensubu olmaksa, diğer bir nedeni de kendi yapımızdan, yoğun ilgimizden kaynaklanıyor. 1950 yıllarından bu yana yüksek öğrenimle hemhal bir aileyiz. Günlük gazete izleyebilmenin, evde politika konuşabilmenin, cemaat kültürünü iyi yaşamış olmanın, Kürt sözlü kültür ve edebiyatının avantajıyla yoğrulup büyüdük.

 

  • Kürt kültür ve edebiyatıyla da ilgilisiniz. Qulınga Bırindar… Ağabeyiniz Seyad'ın yaşam hikâyesi / biyografisi çok ses getirdi. Seyade Şame'yi nerdeyse tanımayan yok.

 

- Öyle… Kürt sözlü kültür ve edebiyatı modern bir edebiyatı yaratabilmenin temeli olarak ilgi alanım içerisinde. Yaşamı seviyorum, geleceği aydınlık görüyorum. Kendimi büyük ölçülerde öğrenci, öğrenen biri olarak görüyorum. Zengin bir Kürtçe – Türkçe kitaplığım var. Okumak, özellikle de yazmak için okumak benim yaşamımın önemli bir parçası.

------------------------------------------------------------

  • Genç kuşaklar bilmez. 1973 ve 1977 de iki kez Bayazıt'ta bağımsız belediye başkanı adayı oldunuz. Çok oyunlar döndü. Her iki sefer de çok az oylarla kaybettiniz. Renkli mitingleriniz oldu. Bundan biraz söz eder misiniz?

 

- Ağalar beyler demokratik siyasetin önünü tıkayan unsurlardı. Onların bir kısmı Demirel'in, diğerleri Ecevit'in partisindeydi. Kör aşiret kavgalarını yeren, Toplumu dönüştürmeyi amaçlayan, demokratik siyasetin önünü açan bir yolu denedim gençlere, genç kuşaklara dayanarak. Mitingler ağalık beylik karşıtıydı, oldukça da renkliydi… Bizlere karşı geniş bir kutsal ittifak kurulmuştu. Ne komünistliğimiz kalmıştı, ne de bölücülüğümüz… Resmi, gayri resmi bir ittifakla tam boy hedefe konulmuştuk…

 

  • Bayazıt'ın yerel sorunları o zamanlar nelerdi?

 

- Su, kanalizasyon, temizlik, park ve yeşil alanlardan yoksunluk, yönetmedeki yetersizlikler, belediyenin / halkın ortak malına göz koymalar, aile, aşiret kayırmacılığı temel şikâyetlerdi. Seçim kampanyalarında bunları dillendirmiştik.

 

  • 1990- 95 arasında, İzmir Bornova belediyesinde yerel yöneticilik, başkan yardımcılığı yaptığınızı biliyoruz. Yerel yönetim tecrübenizden söz eder misiniz?

- Yöneten – yönetilen ilişkisinde, sorunların tespiti ve çözümünde, demokrasi ve katılım bahsinde, siyasal yaşamın etkinlik kazanmasında yerel yönetimler çok önemli. Tek bir merkezden ülke yönetmek, çölde kaybolan koyunu başbakana aratmak, birçok ilgisiz konuyu valiye kaymakama yaptırtmak olacak şey olmaktan çıktı. İnsanların kendilerinin sorununu kendilerinin çözmesi gerek. Güçlü bir siyasal – toplumsal yaşam, gerçekten işleyen bir demokrasi ve katılım için öz yönetim, güçlü yerel yönetim gerekiyor. İnsan ve toplum kendi geleceğinin sahibi olmalı.

 

  • 3 dönemdir  BDP çizgisindeki siyasal anlayış yönetiyor Bayazıt Belediyesi'ni..Daha önceki  belediyecilik anlayışından ne kadar farklı bir belediyecilik yaşandı?

 

- Bu başlı başına analiz gerektiren bir konu. Şu kadarını söyleyebilirim ki; kadın adaylarla belediyecilik, yöneticilik denemesi; eşitlikçi, demokratik ölçülere yönelmek bakımından çok iyi ve isabetli oldu. Halkımız öz kimliğiyle yönetimini kurmaya ileri bir adım attı; kendisini kendi anadiliyle, öz güveniyle ifade şansı buldu, bu başlı başına oldukça önemli.

 

  • Bu çerçevede istenip de başarılamayan ne peki?

 

 

- Başarılamayan çok şey var elbette. Yönetimde adalet ve şeffaflık olmadı. Dedikodular, haksız rekabet aldı yürüdü. Belediye meclis üyelerinin seçiminde,  dar ve kısır siyaset kaygılarıyla Bayazıt' ın hiç ne küçümsenir gibi olmayan okumuş insanından, aydınından yararlanılamadı. Çok dar hesaplarla, şunun adamı bunun adamı şeklindeki çekişmelerle hizmetlerin ehli olası mümkün olmayan insanlar kullanıldı. Siyaset ile hizmet arasındaki olması gereken farklılıklar gözetilemedi demek mümkün. Benim gözleyebildiklerim özetle bunlar.

 

  • Yerel hizmetlerin, her şeyin günahı belediyenin mi, onu temsil eden siyasetin boynuna atıp kurtulmak mümkün mü?

 

- Bana kalırsa bu insafa, izana sığmaz. Yönetime etki etmeyenler, katılım göstermeyenler, aydınım, okumuşum diyenler, gençler, genç kuşaklar da sorumludur. Toplumsal örgütler,

İş adamları, yerel basın, birçok kurum gidişattan kendi payına sorumludur. Yaşam bir kesim yöneticiye, seçilmişe bırakılmayacak kadar ciddiye alınacak bir şeydir. İnsanlar yaşadıkları köyü, mahalleyi, kasabayı, şehri sahiplenmeden sorunlar çözülmez. Yönetene kalsa o söğüt gölgesinde yan gelip yatmayı tercih eder.

 

  • Şu gün ne gibi sorunları gözlüyorsunuz, dikkatinizi çeken bazılarını ifade eder misiniz?

 

- İnşaat, hızlı bir betonlaşma almış başını gidiyor. Yollar gün be gün çoğalan araçların, Allah yayalara sabır versin. İnşaatlarda olması gereken güvenlik tedbirleri hak getire. Trafiğe kapalı çarşı güzel, dükkanının önündeki yeşili oradaki esnaf korusa, sulasa,işi belediyeye bırakmasa kıyamet kopmaz. Mezarlıktaki yakınlarımıza biraz daha önem verip yaban otlarından belediyenin desteğiyle hep birlikte temizlemek çok zor olmasa gerekir. Şehir içi trafik, park sorunu oldukça büyük. Özerk bir yönetim isteyenlerin şehir için trafiğin çözümüne de talip olması gerekmez mi?

 

  • Başkaca gözlemleriniz?

 

- Gençlik dünyanın her yerinde geleceği ifade eder. Uyuşturucu kullanma alışkanlıkları gençliği, aileleri tehdit ediyor.  Küçük yaşlara doğru indiğini telaşla duyuyorum. Satıcılara torbacı deniliyor, ekmek peynir gibi açıktan satıldığını çokça duyuyorum. Fuhuşa teşvik, fuhuşla mücadele de çok önemli bir başka konu. Bunlar toplumsal çöküntü, çürüme demektir… Buna müdahale, bu acımasız çürümeyi önleme devletin görevi, ilgili mercilerin görevi…

 

  • Toplumun kendisi ne yapmalı peki?

 

- Toplum bu gibi felaketleri önlemeyi bizzat kendisi ele almalı. Bununla etkin mücadele için tedbirler almalı, mücadele için gönüllü insanlar çıkmalı, inisiyatifler oluşturmalı. Aileler çocuklarına karşı daha duyarlı olmalı… Bu duyarlılığı her şeyden çok bizzat gençler, inisiyatif sahibi guruplar kurup başarabilir.

Yorum Ekle