A.Yazar Mehmet YARDIMCI
Anayasalar devlet ile millet arasında yapılan bir sözleşmedir. Bu sözleşme bireyi ve toplumu devlete karşı koruyan bir sözleşme olmalıdır. Çünkü her devletin zaten elinden düşmeyen sopası vardır.
Diğer ülkelerin anayasalarını incelediğimizde daha kısa ve sadedir. Gerek anayasalar, gerekse yasalar orada yaşayan halkın ahlaki değer yargılarıyla çelişmemeli ve çatışmamalıdır. Bizdeki anayasanın ve bir çok yasanın bu kurala uyduğunu söyleyemeyiz.
Anayasa, 1982’den bugüne dek 17 kez değiştirilmiş,113 maddesi değiştirilmiştir, buna rağmen ihtiyaca cevap vermemiştir. Meclis Başkanı ve Anayasa komisyonu başkanı Cemil Çiçek yaptığı her toplantıda ve her fırsatta Üniversitelerden ve Demokratik Kitle örgütlerinden katkı, yardım ve öneri istiyor. Buraya kadar doğru ve tamam, ama şimdiye kadar halktan ve onun adına öneri sunan örgütlerin hangi önerisi dikkate alındı? Bir birey, bir yazar, bir eğitimci, bir siyasetçi ve halkın önemli bir kesiminin vicdanı olarak ben de önerilerimi sunuyorum. Ne kadar dikkate alınacağını göreceğiz. Çok iyimser olamıyorum. Herkesi kucaklayan evrensel normlara uygun bir Anayasa yapacak mısınız ?Türkiye’de işgal ve savaş koşullarına rağmen, en iyi anayasa 1921 Anayasası olmuştur.O anayasada farklı inçlar,farklı halklar kısmen de olsa temsiliyet bulabilmişlerdi. Ondan sonra da ‘darbeli’ olmasına rağmen 1961 Anayasası olmuştur. Çünkü 61 Anayasası kısmen de olsa işçiyi-memuru dikkate alan liberal bir anayasa olmuştur. Biz bu gün halen 1982’de yapılan darbe anayasası ile yönetiliyoruz. Onlarca kez kısmi olarak değiştirilmesine rağmen, halen halkın ihtiyaçlarına cevap vermiyor. Daha çok ‘tek’çi ve ‘ancak’lı zihniyetle yapılmıştır. Sivillerin değil, askerlerin ve Kamer Genç vb. ‘sivillere’ yaptırılmış bir anayasadır. Bireyden çok ,işkenceyi ve yönetenleri koruyan bir anayasa olmuştur.Çok uzun yazılmış,150 sayfalık Anayasa olmaz.Bir derneğe üye olmaktan, vatandaşın dilekçe verme hakkına kadar,basın açıklaması nasıl yapılara kadar, oysa ki tüm bunlar yönetmenliklerle belirlenir.İnsan haklarına dayalı, bireysel ve toplumsal hakları esas alan
Özgürlükçü bir anayasayı kim istemez ki ? Peki bunlar yetiyor mu? Elbette ki yetmez. Daha önemlisi Anayasanın değiştirilmesinden önce zihniyetlerin değiştirilmesi gerekir. Eğer meydanlara çıkıp; ‘’Çocuk da olsa kadın da olsa güvenlik güçleri gereğini yapacaktır’’ derseniz,eğer ‘’Taş atan çocukları ailelerinden alıp Fettullah Gülen’in ‘sevgi evlerine’ teslim edeceğiz derseniz,eğer ‘’Terörü’’ finanse ettin malına devlet adına el koyarım’’ derseniz en demokratik anayasayı yapsanız bile ne işe yarar? Siz anayasayı değiştirmeden önce daha kolay değişebilen Terörle mücadele yasasını değiştirin, Olağanüstü yetkilerle donatılan Özel Mahkemeleri değiştirin, Yüzde onluk baraj sistemini değiştirin. Bunlar sizin için samimiyet testidir. Bunları değiştirmeden en radikal anayasayı yapsanız bile vatandaşlarınız cezaevlerinden kurtulamazlar. Kendiniz için istemediğinizi başkalarına da istemeyin. Sizin gibi olmayanları, sizin gibi düşünmeyenleri de hazmetmelisiniz. Saygı göstermelisiniz.
İnsanların cezaevlerine tıktırıldığı, kadınlara şiddetin mübah görüldüğü, muhalefetin topyekün olarak susturulduğu, bir şiddet ve öfke ortamında Demokratik bir anayasanın yapılacağına inanmıyorum.
Sadece iktidarın yapacağı bir anayasanın halk nezdinde kabul göreceğini sanmıyorum.
CHP,MHP ve AKP’nin ortak ‘KIRMIZI ÇİZGİLERİ’ var.Anayasanın ilk 4 maddesi de bu kırmızı çizgiler arasındadır.Bu dört maddeye dokunmadan diğer maddelerin hepsini değiştirseniz bile sorunu çözemezsiniz. ‘’Tek millet, tek dil’’ zihniyetiyle 21.yüzyılda kimseyi kandırmak mümkün değildir.
Bu maddelere dokunmadan Anadil sorununu çözemezsiniz. Kürtlere her fırsatta şu söyleniyor:
‘’Anadilinizi açacağınız paralı kurslarda öğrenin.’’ Öyle mi? Siz anadilinizi kurslardan mı öğrendiniz ? Geçmişte açılan Kürtçe kurslar bir hataydı. Bir daha bu hataya düşüleceğini hiç sanmıyorum.
Binlerce yıldır yaşayan bir dil olan Kürtçe, kurslarla öğrenilecek kadar küçük ucuz ve değersiz bir dil değildir.
Anayasa yapacaksanız ve halka da güveniyorsanız, sokağa çıkın,tarlaya,fabrikaya,camiye,okula, sendikaya,derneğe,mahalleye gidin ve sorun ‘Siz nasıl bir anayasa istiyorsunuz?’ diye sorun.Sonra da Meclise gelin, tartışın ve halkın istediği bir anayasa çıkarın.Halkın isteği budur.Halk kendisini içinde görmediği bir oluşumu benimsemez.Öyle bir anayasa yapın ki; köylü,şehirli işçi,memur ‘İşte benim anayasam bu!’ desin.Ben bu anayasada varım desin.
Bir yazar olarak bu anayasa değişikliğinin geniş halk kitlelerine bir yararı olacağını sanmıyorum. Laiklik ile ilgili olarak 2-3 madde için CHP ile uzlaşabilirler. Onun dışında AKP’nin dediği olur. Yarı başkanlık sistemiyle Erdoğan Çankaya’ya çıkabilir. Rusya örneğinde Putin ile Medlev’in yer değiştireceği bir yer değişikliği olabilir. Cemaatler yasal güvenceye alınır ve dokunulmaz olur, türban sorunu kısmen çözülür. Hepsi bu kadar.Bu durum sadece AKP ve yandaşlarını memnun eder.
Gayri Safi Milli Hasılanın kişi başına düşen dolar bazında yıllık Ağrı’da 600 dolar,Bursa’da 7000 dolar olursa adalet bunun neresinde ? Herşeyden önce NİMETLERİN ve KÜLFETLERİN eşitçe dağılımını esas alan bir anayasa hepimizin kabulüdür.
Bunlar dikkate alınmadan yapılacak bir anayasanın sorunların çözüleceğine dair ümütvar değilim..