İnsanları insani yaşam standartlarının çok altında yaşam mücadelesi vermeye çalıştıran AKP hükümeti Kürt ve Türk halkını bir yandan açlıkla terbiye ederken, diğer taraftan buna da şükür etmesini istiyor. Hem bu halkları yoksullaştırdı, hem de halkların yoksulluğuna çağrı aranması gerekirken bunu yapmayıp fitre ve zekatlarla yaşamaya zorladı. Halkı dilenci durumuna düşürdü.Yıllardır ne emekçiler insanca bir ücret alabildi,nede işsize iş yaratıldı,nede köylü ektiğinin karşılığını alabildi.Nede emekli dul ve yetim
Tam otuz yıllık savaş süreci Türk ve Kürt halklarını yoksullaştırdı. Toplumu güçten takatten düşürdü. Egede ki, Karadeniz de ki, Trakya da ki, milyonlarca insanımızı yoksullaştırdı. Hatta açık sınırına getirdi.Oysa generaller,bürokratlar,milletvekilleri,sermaye sahipleri bu süreçten hiç mi hiç etkilenmediler.Karnı tok sırtı pek olarak aramızda yaşadılar.Hiç utanmadan gece yarısı milletvekillerine zam yapıyorlar.Kürt coğrafyasında yoksulluk neredeyse şiddete dönüşmüş durumda.Bölgede gelir adaletsizliği giderek derinleşiyor.Yoksulluk dramatik bir hal almış bulunuyor.Eğitime ve sağlığa ulaşamama,işsizlik güvencesizlik ,gelir adaletsizliği insanların kendine olan saygınlığının yitirilmesine neden olur.Bu tabloya rağmen AKP iktidarı her şeyi toz pembe gösteriyor.Kürt halkı üzerinde yıllara yayılmış iktisadi bir inkar söz konusudur.Uygulanan bu politikalar adeta ekonomik soykırıma dönüşmüş durumda.Dilsel,kültürel,iktisadi,sosyal ve siyasal alanda Kürt halkı değim yerindeyse tam bir abluka altında.
Bir taraftan Kürt dili eve kapatılmaya çalışılıyor, diğer taraftan da Kürtlere siyasal, iktisadi olarak tecrit uygulanıyor. Devler ve AKP Kürt halkını yoksullaştırırken aynı zamanda bu yoksulluğu gizlemeye çalışıyor.AKP Kürt halkını sistematik olarak yoksulaştırarak ekmeğe muhtaç hale getirip yoksulluğu yönetmek istiyor.Aslında AKP güçsüz bırakılmış tüm direnme meleklerini kaybetmiş ve onuru kırılmış bir halkı daha rahat kendine bağlayacağını düşünüyor.Bu nedenle yoksullukla mücadele etmiyor.Fakir fukara fonları tarikat ve cemaat yardımlarıyla yoksulluğun üstü örtülüyor.AKP Kürt toplumuna karşı inceltilmiş bir politika izliyor.Bir yandan halk yoksullaştırılırken,diğer taraftan da ve kömür yardımlarıyla yoksulluk gizlenmeye çalışılıyor.İşsiz ve güvencesiz binlerce yeşil kartlı sadaka yardımlarıyla yaşamaya çalışan kitlelerin yoğun hak gasplarının olduğu bir ülke AKP hükümeti tarafından yönetiliyor.AKP hükümeti hem halkın yoksulluğunu kullanarak kitleleri kendine bağımlı hale getirmek öte taraftan iktidarını sorunsuz sürdürme amaçlıdır.
AKP kentlere olduğu gibi kırsal alanda da kirli bir siyaset izliyor. Köylüler tarım ve hayvancılıktan uzaklaştırılıp açlıktan ölmeyecek denli bir duruma sokuluyor ve böylece kendine bağımlı kılmaya çalışıyor.Çocuk başına verilen paralar için uza köylere den ilçeye gelip sıkıntılar yaşamalarında ayrı bir dert.Tarımsal destekleme konusunda dönüm aşına yapılan ödemeler köylüleri zor duruma sokuyor.Keyfi uygulamalarla karşılaşıyorlar.Tarlasında başka bir ürün ekip biçemeyen köylü,çiftçilikten uzaklaşmaya başlıyor.Bu uygulamalar tarımı yok etmeye doğru götüren sonuçları doğuruyor.Zorunlu göç mağduru çoğu ailenin gençleri batıya gidip çalışıyorlar.İnşaat işçiliği yada küçük çapı ticaret işleriyle uğraşıp kazandıkları parayla memleketlerine dönüyorlar .Bunu yapamayanlar veya bu anlamdaki kazançları yetersiz olanaklar ise sosyal yardımlaşma vakıflarının kapılarına dayanıyorlar.Toplumun bu kesimlerinin Devlet yardımlarına muhtaç hale getirildiklerini her yerde görebiliyoruz.Köylere geri dönüşlere ve yaylaya çıkışlara izin verilmiyor.Halen köylerde şehirlere göç hareketliği sürüyor.Köylülük üretiminde düşürülmüş,günü birlik ticaretin ayak üstü alış veriş kaçakçılığın gırdabında huzursuzluk içersinde yaşamlarını sürdürüyorlar.Bu da devler ve AKP hükümetinin Kürtlere karşı ayrımcı yaklaştığını kanıtlamaya yetiyor.