2013-2014 futbol sezonunda Ağrı Amatör Küme'ye farklı renkler katacak iki kulübümüz Ağrıgücü ve Patnosgücü kulüplerimize öncelikle Fair-Play anlayışı çevresinde futbol sergilemelerini ümit ediyor, başarılar diliyorum. Kulüplerimizin kökeni, ligimize katacağı avantajlar ve ligimizden götüreceği devzavantajları kısaca belirteceğim. Bunların çözümü üzerinde analizlerimi siz değerli hemşehrilerime sunacağım.
Ağrı, bilindiği gibi sert karasal iklimin hüküm sürdüğü coğrafik bir bölgede yer almaktadır. Sert karasal iklim özellikle kış mevsiminde il merkezlerinde düzenlenen amatör küme müsabakalarının sürdürülmesini zorlaştırmaktadır. Takım sayısının az, ulaşım imkanlarının kısıtlı olması ve kulüplerin ekonomik seviyelerinin düşük olması futbola olan ilgiyi her geçen gün azaltmaktadır. Takım sayısının az oluşu, söz konusu ilde yapılan amatör küme müsabakalarının kalitesini olumsuz etkilemekte ve profesyonel alanda temsil şansını azaltmaktadır. Bilindiği üzere bir kulüpte olmazsa olmazlardan birisi de takımın ekonomik yapısı, sağlam alt yapı kadrosu ve yönetim anlayışıdır. 2005 yılında Ağrı ASKF'nin kurulmasıyla birlikte Ağrı'da profesyonel anlamda ''Akademi Ligi'' diye tabir edilen U Kategorileri açılmaya başladı(Under Age Categories). Bu adım alt yapıların sağlamlaştırılması ve devamlılığı açısından önemli bir süreçti. Daha sonraki süreçte bunu lige katılan ekiplerin sayısında artışın sağlanması şeklinde görmekteyiz. Bir amatör kümede takım sayısı fazlalığı, maç trafiğini arttıracağı için lige kalite getirecektir. Bilimsel fizyolojik kaynaklarda da belirtildiği üzere, X takımının oyuncuları Y takımının oyuncularına göre daha hazır kondisyonel aşamada ilerleyecektir. Bu, kulüplerimizin profesyonelleşme aşamasındaki ilk adımlarından olup önemli bir avantajdır.
Sert karasal iklimin hüküm sürdüğü Doğu Anadolu Bölgesi'nde takımların bu denli az oluşu, eskiden BAL Ligi yerine yapılan 3.Lig Terfi müsabakalarında da etkisini göstermekteydi. Hafif karasal iklime dahil illerimiz bu terfi müsabakalarından zaferle ayrılırken olan soğuk havanın hüküm sürdüğü illerdeki emektar futbolcu ağabeylerimize ve kardeşlerimize oluyordu. En çarpıcı örneği, istatistiklerde gözler önüne sürülüyor: Belediye Vanspor, Özgüzelderespor, Iğdırspor, 44 Malatyaspor, Malatya Belediyespor, Siirt İl Özel İdare vb. diğer takımlar ılıman iklimden dolayı bir adım öndeydiler ve 3.Lig vizesi almışlardı vaktinde. Karasal iklimden çok az kulüp, ekonomik desteğin verdiği etkiyle 3.Lig vizesi alabilmişlerdir. Örneğin Ahmet Sağın dönemindeki Ağrıspor'un başarılı grafiği ve Cemal Polat yönetimindeki Erzurumspor'un o dönemki adıyla 1. Futbol Ligi'ndeki başarılı grafiği gibi
Ekonomik yapıdan bahsedecek olursak, bir amatör kümede 50.000 TL'ye takım kurulacağı gibi, 1.500.000 TL'ye de takım kurulabilir. İkisi arasındaki farklar; 50.000 TL'lik takım yarınını kurtarma düşüncesindedir ve 1-2 göstermelik sezondan sonra nihayetinde kapanır. Fakat 1.500.000 TL'lik diğer kulüp ise beklide birkaç yılını garantiye almıştır ve elbette bu bütçenin üzerine akıllı takviyeler yapacaktır. 50.000 TL'lik kulüplerden olmasın kulüplerimiz, dezavantajı avantaja çevirmek, yine etkili finansal politikalarla mümkündür. Bütçe sadece transfer ile çevrili değildir. Oyuncuların haftalık/aylık ücretleri, primler, oyuncu beslenme giderleri ve ulaşım giderlerinin hepsi bu sepet içindedir. İlerleyen dönemde profesyonelleşme aşamasında forma ve reklam gelirleri de önemli ölçüde etkilidir. Tabiki şu an yeni kurulan amatör ekiplerimizin de yapması gereken öncelikle sabırla hareket edip sağlam bir alt yapı ve ekonomik bütçe oluşturmaktır.
İl amatör müsabakalarında görmek istemediğimiz diğer bir hadise de, kulüplerimizin 2-3 müsabaka sonrası ligden çekilmeleri veya bunun dışında saha içi ve saha dışında yaşanan bir çok özel sebepten dolayı çekilme kararı almalarıdır. Bu, tasvip edilemez bir davranıştır ve kulüplerimizin yetiştirdiği genç oyunculara spor ahlâkı ekseriyetinde örnek olmaları gerekir. Unutulmamalıdır ki, ''Ağaç yaş iken eğilir''; yöneticilerimiz ne ekerse onu biçerler. Genç sporcuların beyin yapısı, her şeyi daha çabuk algılar. Büyüklerinin ve hocalarının davranışını örnek alma eğilimi içindedirler. Ligden çekilme dezavantajı, genç oyuncuları cesaretlendirerek sahaya sürmek ve onlarıa özgüven aşılayarak avantaja dönüşebilir.. Artık BAL Ligi'nin de start alma aşamasıyla birlikte, scoutlar gelip il merkezlerinde amatör küme müsabakalarını gizlice izleyip rapor birimleri oluşturarak profesyonel kulüplere iletmektedirler. Böylece hem kulüp bütçesi kazanmakta hem de genç yetenekler kazanmaktadır. Bunun en çarpıcı örneğini Yakutiyespor'un gençlere verdiği önemle daha iyi anlamaktayız. ABD'de yaptığım çalışmalarda karşılaştığım çarpıcı örneklerden bazıları: Futbol seviyeleri hala istenen düzeyde olmamasına rağmen özverili bir çalışma içindeler. Amatör kulüpler kendi bütçelerini kendileri oluşturmakta. Bizdeki Akademi Ligleri'nin yerini orada College League(Kolej Ligi) almakta ve genç yeteneklere amatör kulüpler büyük şans tanıyıp üst düzey kulüplere veriyorlar. Şu an staj yaptığım kulüpte de öyle. Bahamalar, Trinidad & Tobago, Honduras, Nikaragua ve ABD'nin kendi vatandaşlığına mensup genç oyuncularımız yetişmekte. Bunlar ilerde birer Dwight Yorke, Carlos Pavon, Landon Donovan, Brad Friedel olma yolunda ilerliyorlar. Neden Ağrı ilimizin kulüplerinden de birer Hakan Şükür, Tanju Çolak, Selçuk İnan, Ümit Özat vb. çıkmasın? Unutmayalım ki, ''Zor kolay kalır, imkansız zaman alır.''
Amatör liglerdeki yanlış uygulamalardan birisi de, kulüplerimizin diğer kulüplerin legal olmayan yollardan arka bahçesi konumuna düşmesi. Aynı kümede veya aynı il merkezinde mücadele eden kulüplerin aralarında fazla bir lig kategorisi uçurumu yoksa yakınlık kurmaları tehlikeli sonuçlar doğurabilmektedir. Oyuncu yetiştirebilirsiniz o kulübe fakat bu yakınlık, takımınızın o kulüple yapacağı müsabakalarda averaj takımı konumuna düşmesi biçiminde olmamalıdır. Patnosgücü'nün Patnos Gençlikspor'un arka bahçesi olarak gösterilmesi bu yönden sakıncalı olup, legal olan pilot takım uygulaması yöntemiyle bile Patnos GSK bünyesinde yer alırsa yine sonuç Ağrı Amatör Küme için tehlikeli olacaktır. Çünkü bu iki ekibin olası bir BAL Play Out mücadelesinde karşılaşmaları, TFF'nin statü ve talimatları ekseriyetinde kanunsuz olup, BAL Ligi'ne temsilci kabul etmeme gibi acı sonuçlar da doğurabilir. Aynı şey Ağrıgücü ekibi için de geçerli olup arada fazla lig kategorisi uçurumu olması durumunda pilot takım uygulamasına gitmesini, aksi takdirde bu işe hiç girişmemesini umut ediyorum. Çünkü spor ahlâkı, spor yöneticiliği siz değerli yönetici ve futbolcularımızı toplumda izleyeceğiniz yönteme göre değerli veya değersiz kılacaktır.
Son olarak iki kulübümüzün kökenine değinecek olursak ilk önce Patnosgücü SK'nın aşamasına değinmek istiyorum. Kurucusu ve antrenörü hakkında bilgi sahibi değilim. Bilgi sahibi olmadığım şeyler hakkında yorum yapmaktan kaçınırım. İlçede yoğun nüfüsun oluşumuyla birlikte alternatif ihtiyacı doğmuş ve ikinci bir kulübün amatör kümede mücadele etmesinde karar kılınmıştır. 90'lı yıllarda Patnos'tan yine iki ekip (Patnosspor ve Patnos GB) Ağrı'da çeşitli kategorilerde mücadele etmişlerdir. O dönemin şartlarında Patnos Gençlerbirliği Kulübü, 100 küsür oyuncu lisanslayarak müthiş bir hamle yapmıştı. Patnosgücü'nün buna benzer bir resital sunup sunmayacağını ilerleyen zamanlarda göreceğiz
Ağrıgücü kulübü, 2011 yılında kurumsal olarak kurulan ve büyükler kategorisinde mücadele eden ilk okul kulübü ünvanını alan İMKB Gazi SK yerine kuruldu. Okulun müdür yardımcısı Abdullah Atilla, Cengiz Elkatmış, Celal Ayyıldız ve Adem Kiral gibi isimler kulübün kurucu üyeleri oldular. Teknik direktörlüğünü Adem Kiral hocamızın yaptığı İMKB Gazi SK, yaşları küçük fakat yürekleri büyük gençlerin yenilseler bile her maça ayrı bir heyecanla çıkıp özverili mücadelelerine sahne olmuştur. Şimdi ise Ağrıgücü adı altında mücadele edecek kulübün lige daha güçlü gireceği aşikar
Yazımı burada sonlandırırken tüm sporseverlere hayırlı geceler dileklerimi iletiyor, saygılar sunuyorum.
Muhammed Doğuş Evliyaoğlu