SON DAKİKA

Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi'nde İlahiyat Vizyon Programı Düzenlendi

Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi'nde İlahiyat Vizyon Programı Düzenlendi 15 Aralık, 2017 06:13 Güncelleme: 15 Aralık, 2017 06:13 Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi'nde İlahiyat Vizyon Programı Düzenlendi

İslami İlimler Fakültesi ile Türkiye İlahiyat Tedrisatına Yardım Eden Dernekler Federasyonu (TİDEF) Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesinde “İlahiyat Vizyon Programı” düzenledi. Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üyeleri Prof. Dr. Mustafa AĞIRMAN ve Doç. Dr. İsmail ALTUN ile MEB Din Öğretimi Genel Müdürü Nazif YILMAZ'ın konuşmacı olarak katıldıkları program Kültür ve Kongre Merkezi Anadolu Konferans Salonunda Gerçekleşti. Programa İslami İlimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Adem YERİNDE, TİDEF Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa YELEK, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.


Prof. Dr. Mustafa AĞIRMAN “Dine İstikamet Üzere Hizmet Etmek” başlıklı konuşmasında; “bu yolda birinci işin istikamet üzere olmaktır. Eğri sütunun düz gölgesi olmaz. Sen istikamet üzere olacaksın ki işin, amelin ve istikametin düz olsun. Hûd Suresi 112. Ayette dendiği gibi; 'emrolunduğun gibi dosdoğru ol' dedi.”


“İşin başı imandır, Allah'ı tanımaktır” diyen Prof. Dr. AĞIRMAN konuşmasını şu şekilde sürdürdü; “Osmanlı tarihini bizlere harp ve darp olarak anlattılar ancak ben Osmanlı Padişahlarının âlimler mertebesinde olduğuna inanıyorum. Çünkü hepsi İslam birliği için uğraşmıştır. En mertebelisinin de Yavuz Sultan Selim olduğuna iniyorum. Her anda Allah'ı anan, İslâma gönül veren ecdadın torunlarıyız. Allah'la beraber olan yarı yolda kalmaz. Kur'an'dan nasiplenin ve hadis okuyun. Ne kadar hadis okursak o kadar kendimizi geliştiririz.”


Doç. Dr. İsmail ALTUN “Modern Çağda İslami İlimler Anlayışı” başlıklı konuşmasında; “ilahiyatçı olmak lütf-u ilahidir. Bir toplumda Allah'ın ayetlerini öğretip, talim edenler bu toplum da ki ilahiyatçılar. İlahiyatçılar toplumların öğretmenlerdir. Bu da Allah'ın bir lütfudur, armağanıdır.” “Bizde toplumları hayra çağırma vardır. Toplumların kurtuluşu, huzuru mürşitlere bağlıdır diyen Doç. Dr. ALTUN sözlerine şu şekilde sürdürdü; “ bu yüzden vazifemiz çok kutsaldır. İlahiyatçılarda öncelikle samimiyet, hoşgörü olmalı. Dinde delil vahiydir. Eğer peygamberimiz gibi Ashabı gibi iman edersek ancak o zaman gerçek manada iman etmiş oluruz. Kur'an-ı Kerim sahabeyi sevin ve onlar gibi iman edin diyor.”


MEB Din Öğretimi Genel Müdürü Nazif YILMAZ “Türkiye'de Din Eğitiminin Bugünü, Yarını ve Öğretmen Adaylarımız” başlıklı konuşmasında; “ilahiyat fakültesi öğrencileriyle bir araya geldiğimiz zaman diyorum ki siz bizim geleceğimizsiniz” dedi. “MEB olarak 17 bin alan öğretmenine ihtiyaç duyulduğunu” ifade eden YILMAZ konuşmasını şu şekilde sürdürdü; “Türkiye'de din eğitimi-öğretimi veren 3 kurum var. Birincisi Diyanet İşler Başkanlığı, ikincisi yüksek din öğretimi veren kurumlar ki ülkemizde 90'a yakın ilahiyat fakültesinde 9 bin öğrencimiz var. Buralarda eğitim alan arkadaşlarımız MEB'de ve Diyanet İşleri Başkanlığında görev alıyor. Üçüncüsü ise MEB Din Öğretimi Genel Müdürlüğü.”


2012 yılında alınan kararla Siyer-i Nebi ve Kur'an-ı Kerim dersleri orta okullarda ve liselerde 4'er yıl olmak üzere 8 yıl boyunca, temel dini bilgiler dersi ise orta okulda ve lisede 2'şer yıl okutuluyor diyen YILMAZ; salonu dolduran İslami İlimler Fakültesi öğrencilerine hitap ederek, “öğrencilerin MEB'de öğretmen olmadan önce bu derslerin muhtevasını iyi anlamlarını ve kendilerini iyi yetiştirmeleri gerektiğini” söyledi. Bunu bir eleştiri olarak söylemediğini vurgulayan YILMAZ, öğrencilerin sözlerini aile içi bilgi paylaşımı olarak algılamalarını istedi.


Program, öğrencilere katılım sertifikaların verilmesi ve kitap hediyelerinin ardından sona erdi.

 

 

 

 

 

Yorum Ekle