Ağrı heyeti İspanya'ya gitti, ortalık karıştı
Bazı kesimler hemen bu durumdan vazife çıkarıp, bir ton dedikodu üretti.
Bazıları da bunu fırsat bilip sitelerinde Gruplaşma ayyuka çıktı başlığını attı.
Yani anlayacağınız heyet, boğalarıyla ünlü İspanya'ya gitti, bizim yerli boğalar burunlarından soludular
İsterseniz konuyu bilmeyenler için baştan anlatayım
Efendim, Milletvekilimiz Kerim Yıldız, Sayın Valimiz, Kültür ve Turizm Müdürümüz, çiçeği burnunda Genel Sekreterimiz hep birlikte İspanya'ya gittiler.
Amaç, İspanya'da düzenlenen ve bizim haricimizde bir çok ilin Vali, Milletvekili ve bürokratlarının gittiği turizm fuarında şehrimizi tanıtıp, gitmişken de oranın mimarisinden ve yapısından ilham almaktı.
İsterseniz geziye katılanları öncelikle analiz edelim
Kim efendim bu geziye gidenler?
Bir şehrin gelişmesine, tanıtımına, bütçesine ve yatırımına yön veren insanlar
Bu insanların vizyonlarının gelişmiş, ufuklarının sınır ötelerini aşmış olması gerekmez mi?
Tabiî ki gerekir değil mi?
Ee nasıl olacak bu peki?
Bir yöneticinin vizyonu, sabah kalkıp evden işe gittiği yol güzergahında gelişir mi?
Hangi yönetici sabah alkış çalıp uyandırdığı, akşam yatağına uğurladığı bir yalakayla yol kat edebilir?
Bu beyler, bu kadar haksız eleştiriden sonra, sadece laf ve dedikodu üreten bir toplumda, başarının lafla olacağına inandırmazlar mı kendilerini?
Bizde olsak inandırırız değil mi?
Nasıl kızıyorum İspanya gezisini eleştirenlere inanamazsınız
Sebebine gelince;
Daha İstanbul'u bile görmemiş müdürlerin yer aldığı bir şehirde yaşıyoruz.
İdareci dediğiniz, vizyonu gelişmiş, bakış açısı farklılaşmış, ufku genişlemiş olmalı.
Buda ne yazık ki sadece okumakla olmuyor.
Öyle olsa eğer atalarımız sorar mıydı, Çok okuyan mı, çok gezen mi bilir diye?
Bence iyi bir idareci hem çok gezen hem de çok okuyan olmalı.
Birkaç Avrupa ülkesi gezmiş biri olarak yazıyorum bu yazıyı.
Avrupa dedikleri yerler, daha havalimanında hissettiriyor size insan olduğunuzu.
Devasa yapıların sadece betonlardan ibaret olmadığını, insan haklarına saygıyı, özgürlüğü ve gelişmiş bir şehirde neler olması gerektiğini yaşayarak gösteriyor adamlar size ders verir gibi.
Şimdi;
Hayatı boyunca başını kitaplıktan kaldırmamış,
Yaşamı evle iş arasında sıkışmış,
Yetmemiş birde bunların verdiği kalın kafalılıkla, makamın koltuğuna yapışmış,
Daha İstanbul gibi kendi ülkesinin en gelişmiş şehrini görememiş bir adamın yöneticiliğiyle,
Okuduğu kitaplardan kurtulup, dünyanın bir çok ülkesinde master yapıp, ziyaretlerde bulunan adamın yöneticiliği bir olur mu?
Tabiî ki olmaz
Adam her gittiği ülkeden bir fikir çalsa, çalıştığı kurum ihya olur.
Hele de, bizim gibi gelişmeye çok müsait bir şehirde.
Ben Belediye Başkanımızın yerinde olsam bizim gibi kış memleketi olan en az 10 ülkeye gider, hepsinden başka başka projeler çalar gelir burada uygularım.
Şimdi bu İspanya'ya giden sevgili idareciler kötü mü etmiş?
Milletvekili orda gördüğü insan haklarını, insana verilen özeni, ilinde uygulamaya kalksa kötü mü?
Vali bey, gezdiği şehrin tesislerini hafızasına kazısa, Turizme buna göre yön verse, Sağlıkta, Eğitimde incelemelerde bulunup burada uygulansa fenamı olur?
Kültür ve Turizm Müdürü tanıttığı turistleri buraya getirse?
Özel İdare Genel Sekreteri, gördüğü birkaç köy modelini burada uygulasa kötümü sizce?
Keşke Vali bey bütçesi el verse de her ay bir bürokratını yanına alıp yurtdışı gezisi yapsa
Utanıyorum artık inanın.
Düşünceleri sığ, vizyonları gelişmemiş, hayatı evleriyle iş yerleri arasında geçip giden insanların, kısık sesle ve korkarak bu vizyonu gelişmiş insanları gelişi güzel eleştirmelerinden utanıyorum.
Sadece laf üretip, başka hiçbir halta yaramayan bu insanlar adına da İspanya'ya giden heyetten bir Ağrılı vatandaş olarak özür diliyorum.
Boğalarıyla ünlü İspanya geziniz her ne kadar buradakileri burnundan solutsa da,
İyi ki gittiniz.
İyi ki bizim sizler gibi idarecilerimiz var.
HOŞ-KAL'ın