Saldırının özelikle Rojava devriminin 3. Yıl dönümüne denk getirilmesi bu anlamda kesinlikle bir tesadüf değildir. Çünkü Rojava devrimi ve Kobane' direnişi yalnızca İŞİD barbarlığına darbe vurmamış; aynı zamanda AKP nin yine özde Kürt halkının inkârı ve imhası üzerinden şekillendirdiği Ortadoğu politikalarını da yerle bir etmiştir.
Özelikle Seçim süreciyle birlikte başlayan Adana, Mersin HDP binalarına yönelik bombalı katliam girişimleri ve yine Diyarbakır mitingin de yapılan katliam sonrası hiçbir sorumlunun ortaya çıkarılmaması ve bu olayların aydınlatılmaması şüphe götürmez bir biçimde, Suruç' ta ki katliamın zeminini oluşturmuştur.
KOBANE' deki çocuklara oyuncak götüren gençliğin önünü defalarca kesen ve Kobane li çocuklara gidecek olan oyuncakların içinde bomba olabilir gerekçesiyle defalarca arama yapan AKP polisi, aynı ''hassasiyeti'' İŞİD barbarlarına ve Türkiye içerisindeki hücrelerine karşı göstermemiştir. Sınır güvenliği bahanesiyle Roboski de çocukların üzerine savaş uçakları salan, bombalarla paramparça eden AKP, İŞİD barbarlarının kameralar önünde sınır geçişine göz yummuştur. Hal böyleyken; katliamı güvenlik açığı, istihbarat eksikliği gibi temelsiz ve samimiyetten uzak gerekçelerle açıklamanın hiçbir tutar yanı yoktur.
Bu bağlamada bu barbar saldırıyı gerçekleştiren hangi karanlık güç olursa olsun, sorumlusu şuan geçici de olsa hükümet olma görevini üstlenen ve İŞİD e yaptığı destekle barbarlığın suç ortaklığını yürüten AKP' dir. İŞİD barbarlığı karşısında tek söz edemeyen AKP iktidarı ve sözcülerinin; hale de böylesi bir katliamın ardından HDP ve bileşenlerini suçlamaya kalkması artık utanmazlıkla bile açıklanamayacak bir seviyesizliğin ifadesidir.
Yaşanılan son süreçte AKP halkların demokratik birlikteliğinin sonucu olarak kaybettiği iktidarını Kürt halk önderi sayın Abdullah Öcalan a karşı uygulanan tecrit gibi kendi hukukunu bile hiçe sayan insanlık dışı uygulamaları, imha ve inkar temelinde savaşı dayatan bu provokasyon pratiğiyle yeni bir saldırı ve soykırım konseptiyle geri kazanmak istemektedir. Yapılan katliamla AKP iktidarı halkların dayanışması ve halkımızın büyük barış iradesiyle kaybettiği iktidarının açıkça intikamını almak istemektedir.
Kaostan iktidar devşirme hevesindeki AKP nin bu uğurda yakın ilişkiler geliştirdiği karanlık güçler nedeniyle artık ülkede yaşayan hiçbir yurttaşın can güvenliği kalmamıştır. Bu tutumuyla AKP, ülkeyi nerede ve ne zaman bir canlı bombanın patlayacağının öngörülemediği bir karanlığa sürüklemiştir.
AKP devleti; halkımıza karşı dün JİTEM eliyle gerçekleştirilen katliamları bu gün kendi iktidarında IŞID ve benzeri barbar çeteler eliyle devam ettirmektedir.
Ama başta AKP olmak üzere tüm karanlık yapılar ve barbar çeteler iyi bilmelidir ki bu yönlü katliam ve saldırılar bizleri, halkımızı ve dostlarımızı, sindirmek bir yana; demokratik devrim yürüyüşümüzü daha güçlendirecek ve başarı irademizi pekiştirecektir.
Bu vesileyle bu vahşi saldırılırda şehit düşen yoldaşlarımıza Allah tan rahmet yaralılara acil şifalar diliyoruz. halkların Rojava devrimi ruhuyla yaratmış olduğu dayanışmaya alçakça saldıranlar yine hiç şüphe yoktur ki halkların adaletinden kaçamayacak er yada geç hesap vereceklerdir. Başta AKP ve iş birliği içinde olduğu karanlık odaklar bunun çok iyi anlamalıdır.
Saygılarımızla
DBP /HDP AĞRI İL ÖRGÜTLERİ .