A T A T Ü R K’Ü A N L A M A K
İnsanlar, çevrelerinin ve toplum yasalarının etkisi altında yaşarlar. Her insan yeteneğine ve çevre koşullarına göre üzerine düşen işleri yapar, görevini yerine getirir. İşte, DAHİ dediğimiz insanlar da; kendi alanlarında toplumun etkisinin bütünüyle üstüne çıkabildikleri gibi, toplumu da çok geniş ölçüde biçimlendirirler.
Tarihte üstün asker, büyük devlet adamı çok görülmüştür. Ama toplumsal ortamı değiştirmeye cesaret edenler, çok azınlıktadırlar. İşte Atatürk; bu tür ender Dâhi’lerden birisidir. Atatürk; ortaya çıktıktan sonra bir milleti yok olmaktan kurtardığı gibi, ona yepyeni bir hayat
biçimi verebilmiştir. Atatürk; zorluklar karşısında yılgınlığa kapılmaz, olayları yüzeysel olarak değerlendirmez, olayları doğuran sebepleri çok iyi görürdü. O’ nun en önemli niteliklerinden biri de, gerçekleri aramak ve bulmak aşkıydı.
Atatürk’ün her sözünün, her hareketinin milli ülküler çerçevesinde tarihi bir esasa dayandığı ATATÜRK HAREKETİ’nin incelendiğinde görülür. Atatürk devrinin bilimsel bir şekilde ele alındığını, yorumlandığını ve değerlendirilebildiğini ileri sürmek oldukça güçtür. Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi ATATÜRK HAREKETİ’ne bağlıdır.
Atatürk, herkesin düşüncesine değer verirdi. Her hangi bir karar alacağı zaman, ilk önce çevresindekileri dinlerdi. Daha sonra kafasında oluşturduğu kararını verirdi. Kararını verdikten sonra da, asla o kararından dönmez, gerçekleşmesi için sabırla, azimle ve inatla çalışırdı. Atatürk, hoş görülü idi. Kendisini vatan ve millet sevgisine tam bir coşkunluk içinde adamıştı.
Dil, tarih, yazı, kıyafet, düşünce ve diğer inkılâpları, hep bu mesut ve müreffeh, yüksek
toplum ülküsünün gerçekleşmesini ve milletimizin uygar dünyada layık olduğu yere ulaşmasını, hatta en önde olmasını sağlamaya yönelmiş hamlelerdir. İşte bu yüksek ideallerini gerçekleştirmede dayandığı ilkelere, biz “ATATÜRK İLKELERİ” diyoruz.
A t a t ü r k; bir inanç adamı idi. “BİR TÜRK DÜNYAYA BEDELDİR” sözünü boşuna söylememiştir. A t a t ü r k’ü tanımak, O’nu anlayabilmek için İslamiyet’ten önceki Türk Kültürünü ve İslam Dini’ni kabul edişimizle, günümüze kadar uzanan ve devam eden; dünya durdukça da devam ettirme azim ve gayreti içinde bulunduğumuz “TÜRK KÜLTÜRÜ” nü iyi tanımak ve bilmek zorundayız.
Türk Milletinin hayatında “KAHRAMANLIK KÜLTÜ” vardır. Türkler kendilerine önderlik eden “Ulu”larını yani büyüklerini daha hayattayken “İNSANÜSTÜ” varlıklar olarak görmüşlerdir.“K U T A N L A Y I Ş I” dediğimiz, “TANRI TARAFINDAN
GÖREVLENDİRİLME” anlayışı dün olduğu gibi, bu gün de bizim milli ve manevi kültürümüzün en önemli bir özelliğidir.
Türk Ulusu’nun Batı Hıristiyan âlemince, bitip tükendiği ve yok olduğu sanıldığı bir devrede, Atatürk’ün gösterdiği kahramanlık ve yaptığı önderlik, ayrıca mazlum milletlere de
bağımsızlık yolunu göstermesi bakımından diğer Ata’larımızınkinden ayrı bir anlam taşır.
Ulusal Bağımsızlık Savaşımızda ulaşılan başarıda, bu özelliklerinin payı başta gelir. Ulu Önder; Dehası sayesinde her türlü imkânsızlıklara ve saçılmış nifak tohumlarına karşılık MİLLİ BİRLİĞİ sağlamıştır. Sonuçta zafer kazanılmış ve bağımsız Türkiye Cumhuriyeti kurulmuştur. Atatürk’ün yaptığı İnkılâplarla, akılcı yolda ilerlemiş ve 21. yüzyıla girerken Orta-Doğu ile Balkanlar ve İslam Dünyasının göz bebeği: her alanda dünyanın sayılı en güçlü devleti olma yolunda planlı ve programlı ve de istikrarlı biçimde yol almaya inşallah devam edecektir...
A t a t ü r k; Türkiye Cumhuriyeti ‘nin mimarıdır. Bunu yaparken “Atatürkçü Düşünce Sistemi “nin oluşmasında etken olan Orta-Asya Hun İmparatorluğu Hakanı, Oğuz Kağan’ın 6 oğlu üç oklar ile boz okları anımsatan ve her biri bir amacı ve hedefi gösteren, aralarında son derece hassas bir denge bulunan;
1-Cumhuriyetçilik
2-Milliyetçilik
3-Halkçılık
4-Devletçilik
5-Laiklik
6-İnkılâpçılık; olan bu 6 Ana İlkeyi genç kuşaklarımıza gereği gibi aktarmamız ve benimsetmemiz en önemli vazifemiz olmalıdır.
Türkiye birlik ve beraberliği, demokratik kurallar içinde sürdürmekte ve uluslar arası itibarlı yerini almış bulunmaktadır. Atatürk‘ün “TÜRK; ÖĞÜN, ÇALIŞ, GÜVEN” dediği gibi bütün başarılar övgüye değerdir. A t a ü r k; gençliğimize şöyle seslenmişti: “CUMHURİYETİ
BİZ KURDUK, ONU YÜCELTECEK VE YAŞATACAK SİZLERSİNİZ”. Geçmiş olaylardan ders alarak birlik ve beraberliğimizi güçlendirdikçe, Cumhuriyetimizin; bundan sonra daha hızlı yükseleceğine şüphemiz yoktur. A n c a k:
Mustafa Kemal’i anlamak avunmak değil,
Mustafa Kemal’i anlamak göz boyamak değil,
Mustafa Kemal’i anlamak ağlamak değil,
Mustafa Kemal’i anlamak aldatmak değil,
Mustafa Kemal’i anlamak işitmek değil,
MUSTAFA KEMAL ÜLKÜSÜ sadece söz değil.
Yıllarca 10 Kasım’larda öğrencilik sürecinde güya yas tutturmak için ağlatmayı hedef davranış seçen ve de günümüzde bazı ahmaklarca O’nu anlamak yerine aciz insanların yaptığı gibi ağlamayı anma ve kurtuluş yolu seçenler ile kasıtlı olarak seçtirenlere karşı O’nun manevi huzurunda en derin ta’zimle eğilmeli, izinden yürümeli! Sözlerini davranış, fikir ve davranışlarını içselleştirmede geç kaldığımızı düşünüyorum.